Boston Gezilecek Yerler Nelerdir

Genel, Work and Travel, Yurtdışı Eyl 09, 2022 Yorum Yok

Boston Gezilecek Yerler

Muhtemelen Amerika’daki hiçbir şehir sömürgecilik ve Devrim Savaşı tarihinin izlerini Boston kadar taşımamaktadır. Ana bölgelerinin Amerikalılar ve bu geçmişten biraz olsun anlam çıkartmak isteyen ziyaretçiler için bir hac yolu haline gelmesi dolayısıyla şaşırtıcı olmamaktadır. Boston’da yer alan Özgürlük Yolu ise şehre iyi bir giriş güzergahı niteliğinde olmakta ve en sevilen turistik noktalara bağlantı yolu olarak kullanılmaktadır. Boston’un önemli turistik yerleri nispeten birbirlerine yakın olduğu için yürüyerek kolayca erişilebilen konumlardadır ve Amerika’nın ilk metro sistemi olan T önemli mahallelerini birbirine bağlamaktadır. Charles Nehri’nin karşısında ise Cambridge yer almakta, Kordon parkı Boston sahili boyunca uzanmaktadır. Ayrı ve bağımsız bir şehir olan Cambridge turistik amaçlar doğrultusunda Boston’un bir parçası olarak kabul edilmekte ve aynı ulaşım ağı ile bağlanmaktadır. Ayrıca Amerika’nın en prestijli ve önemli üniversitelerinden sayılan Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) de burada yer alır.

Özgürlük Yolu

Yaklaşık beş kilometre uzunluğundaki Özgürlük Yolu kentin önemli tarihi anıtlarından ve eserlerinden 16 tanesini içermektedir. Kaldırımdaki kırmızı tuğla hattı ve sokak geçişlerinde bulunan ayak izleri sayesinde güzergahı takip etmek oldukça kolay olmaktadır. Öncelikle Eyalet Meclisi’ne gitmeden önce Boston Common parkında bulunan Ziyaretçi Merkezi’nden şehirdeki ilgi çekici noktaları belirten broşürleri edinmek faydalı olacaktır. Yol güzergahı Paul Revere, Samuel Adams ve John Hancock gibi tanınmış isimlerin de gömüldüğü Granary Mezarlığı, Vali John Winthrop ve iki Mayflower yolcusunun da mezarlarının bulunduğu Boston’un en eski kabristanı olarak bilinen King’s Chapel Mezarlığı, eski Güney Toplantı Evi ve Eski Hükümet Binası doğrultusunda devam eder. Burası Boston’un en eski kamu binası olmasının yanı sıra Boston Katliamı’nın da gerçekleştiği mevki olarak bilinmektedir. Kuzey Uç’ta ise bir İtalyan mahallesinde Nisan 1775 tarihinde vatanseverlerin Paul Revere’ye İngiliz birliklerinin Lexington’a ilerlediklerini bildirmek için fenerler astıkları Paul Revere Evi ve Eski Kuzey Kilisesi yer almaktadır. Yol güzergahı Charlestown’da, 1812 Savaşı’nda Eski Demirbaşlar olarak adlandırılan 54 silahlı fırkteynin ve granit Bunker Hill Anıtı’nın yer aldığı köprünün karşısında sona ermektedir.

Faneuil Hall

“Özgürlük beşiği” olarak bilinen Faneuil Hall Huguenot tüccarı Peter Faneuil tarafından 1740-42 yıllarında bir pazar salonu olarak inşa edilmiştir ve her zaman halka açık olması şartıyla şehre bahşedilmiştir. Günümüzde zemin katta yer alan pazar tezgahlarının yanı sıra üst katta 18. ve 19. Yüzyıllarda önceleri devrimcilerin, daha sonrasında ise kölelik karşıtı taraftarların buluşma yeri olarak kullanılan bir meclis salonu yer alır. Dördüncü katında ise silahların, üniformaların ve önemli savaş resimlerinin sergilendiği Ancient and Honorable Artillery Topçu Müzesi bulunmaktadır. Bitişiğinde yer alan 19. Yüzyılın başlarından kalma Faneuil Hall Pazarı şimdilerde çeşitli mağazaların, restoranların ve sergilerin yer aldığı Quincy Market, Kuzey Market ve Güney Market olmak üzere üç uzun salona ev sahipliği yapmaktadır. Havanın güzel olduğu günlerde marketin meydanında sokak sanatçıları performanslarını sergilemektedir. Ayrıca burada çok sayıda yiyecek tezgahı ile birlikte takı, giyim, hediyelik eşya satan butik dükkanlar da ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır.

Boston Common Parkı ve Public Garden Kuğu Tekneleri

Amerika’nın en eski parkı ve Özgürlük Yolu’nun başlangıcı olarak bilinen Boston Common şehrin kalbinde yer almaktadır. Yıl boyunca halk tarafından sıklıkla ziyaret edilen bu geniş yeşil alan çeşitli anıtların yanı sıra 1756 yılına ait Merkez Mezarlığa da ev sahipliği yapar. Parkta yapılabilecek aktiviteler arasında Kasım ayından Mart ayının ortalarına kadar Kurbağa Göleti’nde paten kiralamak yer almaktadır. Ayrıca parkın bitişiğinde Charles Caddesi’nin güneyinde 24 dönümlük bir araziye yayılan Amerika’nın en eski botanik bahçesi Public Garden bulunur. Bahçe Victoria tarzı anıtların ve heykellerin yanı sıra George Washington’un binicilik heykeli ve Robert McCloskey’nin Make Way for the Ducklings adlı çocuk kitabında ölümsüzleştirilen bir ördek ailesinin popüler ve modern bronzlarına da ev sahipliği yapar. Boston’un her yaşa hitap eden en ikonik deneyimlerinden biri ise ilk olarak 1870’li yıllarda başlatılan ünlü Kuğu Teknelerinde bahçe gölünün çevresinde dolaşmaktır.

Beacon Hill

Şehrin tam merkezinde ve Boston’un en güzel semtlerinden biri olan Beacon Hill, güney kısmında yöresel olarak “Brahmalar” olarak bilinen ailelerin geleneksel yaşam alanına ev sahipliği yapmaktadır. Rederal ve Yunan Dirilişi stilinde inşa edilen iyi korunmuş tuğla evler ağaçlarla kaplı caddelerde yer almakta ve semtin merkezinde ise özel bir parkıyla Louisburg Meydanı bulunmaktadır. Ünlü yazarlardan Louisa May Alcott 1880-1888 yılları arasında bu bölgede yaşamıştır. Boston’lu mimar Charles Bulfinch’in Federal tarzda tasarladığı evlerden biri olan Nichols House Müzesi Beaacon Hill’in üst tabaka sakinlerinin nasıl yaşadıklarını 16. ila 19. Yüzyıl dönemlerine ait mobilyaların yer aldığı dekoratif sanat eserleri koleksiyonları ile gözler önüne sermektedir. Beacon Hill’in batı yakasında bulunan Charles Caddesi ise halkın yanı sıra ziyaretçiler için de revaçta olan bir bölgedir ve popüler butiklerle, dükkanlarla kaplıdır. Caddenin ötesinde Public Garden’a bakan The Bull and Finch-Cheers bar/restoranı yer alır. Mekan 1969 yılında açılmış olup ünlü televizyon dizisi Cheers programına da ilham kaynağı olmuştur. Beacon Hill’in kuzey kısmı ise daha mütevazı bir yapılanmaya sahiptir ve 19. Yüzyılın başarından bu yana oldukça büyük bir Afrikalı Amerikan topluluğunun da dahil olduğu göçmenlere ev sahipliği yapmaktadır. Burada Ulusal Park Hizmet Korucuları tarafından Nisan ve Kasım ayları aralığında Kara Miras Yolu’na ücretsiz turlar düzenlenmektedir. Ayrıca 19. Yüzyıl Afrikalı Amerikan topluluğunun hayatlarını gözler önüne seren Sivil Savaş öncesi dönemine ait 15 adet evin, işletmelerin, okul ve kiliselerin yer aldığı Boston Afrikalı Amerikan Ulusal Tarih Bölgesi de ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Afro-Amerikan Tarihi Müzesi ise Siyahi Amerikalılar tarafından inşa edilen ve ülkenin en eski kilisesi olarak bilinen Afrika Kilisesi’ni işletmeye devam etmektedir. Bu bölgede 1834 yılında kurulan ve Afrikalı Amerikan çocuklar için ilk halka açık dilbilimi okulu olarak bilinen Abiel Smith Okulu da yer alır.

Harvard Meydanı ve Harvard Sanat Müzeleri

1636 yılında kurulan Harvard Üniversitesi Birleşik Devletler’deki en eski eğitim kurumu olarak bilinmekte ve dünyanın en önde gelen akademik merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Harvard Bilgi Merkezi’ne giderek okul öğrencilerinin rehberliği eşliğinde düzenlenen ücretsiz turlarla kampüsün tarihini keşfetmek mümkündür. Harvard Meydanı’nda yer alan Harvard Yard parkı öğrencilerin yanı sıra ziyaretçiler için de bir ilgi odağıdır ve mağazaları, kitapçıları, sayısız dondurma dükkanlarıyla oldukça revaçta olan bir alandır.  Harvard Yard’ın bitişiğinde yer alan Renzo Piano tasarımı Harvard Sanat Müzeleri ise üç ayrı seçkin Amerikan sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapar.  Fogg Sanat Müzesi Erken İtalyan Rönesans sanatında odaklanırken, Bush-Reisinger Müzesi ise Orta ve Kuzey Avrupa Ekspresyonist Sanat üzerine ve Bauhaus objelerinin yanı sıra Kandinsky ve Klee’nin tablolarına yoğunlaşmaktadır. Son olarak Arthur M. Sackler Müzesi dünyanın en kapsamlı Çin yeşim taşı koleksiyonu ile birlikte Çin bronzlarına, Japon baskılarına, Hint sanatları ve özellikle vazolar ve heykellerin yer aldığı Greko Romen antikalarına da ev sahipliği yapmaktadır.

Harvard Müzeleri ve Cam Çiçekler

Bu kompleksi oluşturan dört müzede Lewis ve Clark’ın getirdiği eserleri barındıran hazinelerin yanı sıra 830 çeşit çiçek ve bitki türünün gösterildiği 3000’in üzerindeki camdan yapılmış modellemeler özellikle ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Harvard’ın kapsamlı araştırma çalışmalarının bir kısmını teşkil eden koleksiyonlar Peabody Arkeoloji ve Etnoloji Müzesi, Mineralojik Müze, Karşılaştırmalı Zooloji Müzesi ve Botanik Müzesi’nde tek bir çatı altında toplanmaktadır. Özellikle Yerli Amerikan sergileri ile ön planda olan Peabody Müzesi yaşayan bir kültürün sanat eserlerini gözler önüne serer. Çeşitli dönemlere ve kabilelere ait Yerli Amerikan sanatının en güzel örneklerinden birçoğuna rastlamanın yanı sıra Avrupalıların mallarına yeni bir pazar sağlamaları sonucu bu eserlerin uğradığı değişimi de keşfetmek mümkündür. Ayrıca 1859 yılında Louis Agassiz tarafından kurulan Karşılaştırmalı Zooloji Müzesi’nde 25.000 yaşında bir mamutun da dahil olduğu geniş bir fosil topluluğu ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır. Mineraloji koleksiyonları ise yontulmamış değerli taşların yanı sıra dünyanın dört bir yanından elde edilen minareleri ve ünlü göktaşı koleksiyonunu içermektedir.

Copley Meydanı

Back Bay bölgesinin ana meydanı hem eski hem de son derece modern binalarla çevrilidir. Meydanın ilgi çekici mimari vurgusunu Henry Hobson Richardson tarafından Richardson Romanesk tarzında tasarlanan ve kırmızı kum taşı kullanılarak inşa edilen Trinity Kilisesi oluşturmaktadır. Kilise mimar Richardson’un en güzel eseri olarak kabul edilmekte, John La Farge’ye ait duvar resimleri, freskolar ve süslemeleri ile birlikte Edward Burne-Jones ve William Morris tarafından tasarlanan ince vitraylı camlarıyla dikkat çekmektedir. Meydanda ayrıca 1848 yılında ülkede ilk defa kamu tarafından finanse edilerek kurulan Boston Halk Kütüphanesi yer almaktadır. Kütüphanenin ön cephesi geniş bir yeşil alana açılmakta ve bu alanda bölge sakinlerinin yanı sıra ziyaretçiler de çoğunlukla vakit geçirebilmektedirler. Mimar Charles Follen McKim mevcut binayı 1895 yılında tasarlamıştır ve kütüphanenin iç kısmında Rönesans Diriliş stilinin yansımalarının yanı sıra John Singer Sargent ve Edwin Abbey’nin duvar resimleri de yer almaktadır. Meydanın üçüncü bölümünde ise çarpıcı bir şehir manzarası yaratan Boston Enstitüsü ve bir Fairmont mülkü olan Copley Plaza gökdelenleri bulunur. Bir blok aşağıda her Nisan ayında koşulan Boston Maratonu’nun bitiş çizgisi olarak bilinen Boylston Caddesi, hemen ötesinde de mağazaları ve restoranlarıyla 52 katlı Prudential Center kompleksi ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Binanın 50. Katında yer alan Skywalk gözlem güvertesi Boston ve çevresini kuşbakışı olarak gözler önüne serer.

Fenway Park Stadyumu

Amerika’nın en sevilen beyzbol sahası olarak bilinen Fenway Park ülkedeki en efsanevi spor komplekslerinden biridir. 20 Nisan 1912 tarihinde açılan saha aynı zamanda Boston Red Sox’a ev sahipliği yapmaktadır. En tanınmış özelliklerinden biri olan sol alandaki Green Monster olarak bilinen yeşil duvarın yanı sıra elle kumanda edilen skor tahtası da günümüzde hala ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Birinci Lig’de sadece 33.871 izleyici kapasitesiyle en düşük seyirci oranına sahip olan sahada maç biletleri oldukça zor bulunur niteliktedir.

Boston Güzel Sanatlar Müzesi

Ülkenin önde gelen sanat müzelerinden biri olarak bilinen Boston Güzel Sanatlar Müzesi Empresyonist tablolar, eski Mısır hazineleri, Asya ve İran güzel sanatlar koleksiyonlarının yanı sıra antik Yunan ve Orta Doğu’ya ait eserleri de bir araya getirmektedir.  Ancak müzenin en yeni ve takdire şayan başarısı Amerikan Wings’in inşası olarak kabul edilmekte ve bu camdan yapı kronolojik olarak Kolombiya öncesi döneme ait sanat eserlerinden Art Deco ve Modernist dönemlere ait eserlerin yanı sıra Amerikan tabloların, mobilyaların, cam eşyaların ve gümüş tasarımların yer aldığı olağanüstü koleksiyonlara ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin en ilgi çeken parçaları arasında ise 12. Yüzyıldan kalma bir Buddhist Bodhisattva heykeli, M.Ö 1500 yılına ait fildişi ve altından yapılan Minos Yılan Tanrıçası’nın ve Mısır firavunu Mycerinus’un heykeli yer alır.

Isabella Stewart Gardner Müzesi

  1. yüzyıldan kalma bir Venedik sarayında yer alan Isabella Stewart Gardner Müzesi’nde koleksiyonlar, çiçekler ve fıskiyelerle donatılmış dört katlı merkezi avluyu çevreleyen odalarda sergilenmektedir. Resimlerin, heykellerin, halıların yanı sıra mobilyalardan, kitaplardan ,el yazmalarından oluşan ve 2500 eserden meydana gelen bu paha biçilemeyen koleksiyon Bayan Garner’ın kişisel zevklerini ve kendine özgü uzmanlığını yansıtır. Sarayın arka kısmında ise İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan cam kaplı bina müzenin çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapmakta ve görsel sanatlar açısından yeni bir bakış açısı yaratmaktadır. Şeffaf duvarlar aracılığıyla binanın neredeyse her açısından sarayı ve bahçeleri görebilmek mümkündür. Ayrıca Haziran ayından Ekim ayına kadar ziyaretçilerin beğenisine sunulan bir gül bahçesinin yer aldığı Fens uzun bir yeşil alan boyunca müzenin sınırları içinde yer alır.

Boston Pops ve Boston Senfoni Orkestrası

Boston Senfoni Orkestrası açılış töreni konserini 1881 yılında dünyanın en mükemmel akustiğine sahip konser salonlarından biri olarak kabul edilen ve resmen 1900 yılında açılan Senfoni Salonu’nda gerçekleştirmiştir. Salon Devam eden senfoni sezonuna ek olarak, hafif müzik performansları bakımından uluslararası bir standart belirleyen Boston Pops Orkestrası’na da ev sahipliği yapar. Orkestrayı Senfoni Salonu’nun yanı sıra Art Deco tasarımında inşa edilen ve Boston’un kent simgelerinden biri haline gelen Hatch Memorial Shell’de dinlemek de mümkündür. Deniz kabuğu şeklindeki sahne düzenli olarak konserlere ve bazı özel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu etkinliklerden en popüler olanı ise Boston Pops Orkestrası’nın her 4 Temmuz’da gerçekleştirdiği 1812 Uvertür performansıdır. Burada izleyiciler Cambridge, Back Bay ve Beacon Hill manzarası eşliğinde kabuk şeklindeki sahnenin önündeki geniş çimenlik alana yayılarak müziğin keyfini çıkartmaktadırlar. Ayrıca Senfoni Salonu’na düzenlenen sahne arkası turlarla Boston Senfoni Orkestrası’nın geçmişini ve geleneklerini öğrenmek diğer alternatifler arasında sayılmaktadır.

Boston Limanı

Boston kordonu bir sömürge nakliye limanı olarak kurulduğu günden bu yana birçok değişikliğe uğramıştır. Özellikle 1970’li yıllarda gerçekleştirilen kararlı bir yeniden gelişim planlamasıyla bölge ivme kazanmıştır. Günümüzde konut ve ticaret alanlarının bir arada bulunduğu bu ilgi çekici bölge limana kıyı boyunca uzanan ve parkların, kafelerin yer aldığı HarborWalk yürüyüş yoluyla bağlanmaktır. Ayrıca tekne gezilerinin yanı sıra feribotlarla veya deniz taksileriyle limanı keşfetmek ve bot seferleri aracılığıyla Charlestown Donanma Tersanesi’ni ziyaret etmek de mümkündür. Bölgede Christopher Columbus Waterfront Park dışında Çağdaş Sanatlar Enstitüsü de ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Rower İskelesi’nden hareket eden Odyssey kruz gemizisyle limandan Castle Adası’na, oradan da Little Brewster Adası’nda yer alan Boston Fenerine ve son olarak iskeleye dönmeden önce Charleston Denizcilik Tersanesi’ne turlar düzenlenmektedir.

New England Akvaryumu

Rıhtıma bakan New England Akvaryumu yaklaşık 550 türe ait 20.000’den fazla balık ve deniz hayvanına ev sahipliği yapmaktadır. İnsan yapımı bir Karayip mercan resifi köpekbalıkları, kaplumbağalar ve moray yılanları gibi çok çeşitli tropik balık ve hayvanı barındırır. Edge of the Sea tankı ise yengeçler, denizyıldızları ve kestaneler gibi omurgasız ve küçük omurgalıları ziyaretçilerin ilgisine sunmaktadır. Akvaryumun Boston Limanı dışındaki balina izleme turlarına ve eğitim programlarına sponsorluk yapmasının yanı sıra bitişiğinde yer alan IMAX Tiyatrosu ile doğa konuları hakkında 40 dakikalık kısa üç boyutlu filmler göstermektedir.

Bilim Müzesi

Bu kapsamlı bilim müzesinde düzenlenen sergiler bilim ve teknolojiyle öğrenmeyi teşvik ederken çocukların yanı sıra yetişkinlere de hitap etmektedir. Sahne sunumları ve tercümanlar tarafından zenginleştirilen 700’den fazla sergi alanlarında fizik, biyoloji, kimya, ekoloji, zooloji, astronomi, ve bilgisayar konularında geniş bir keşif imkanı sunmaktadır. Müzede ilgi çeken noktalar arasında Dakota Badlands’da keşfedilen 65 milyon yıllık bir fosil, egzotik bitkilerin yanı sıra özgürce uçan kelebeklerin arasında yürüme fırsatı sunan Kelebekler Bahçesi, beş katlı kubbeli bir ekrana sahip olan Mugar Omni Tiyatrosu, bir canlı hayvan merkezi ve bir robot kullanabileceğiniz Computer Place yer almaktadır. Müzede yer alan Planetaryum’da ise günlük lazer ve yıldız şovları düzenlenmektedir.

John F. Kennedy Başkanlık Kütüphanesi ve Müzesi

John F. Kennedy’nin resmi ulusal anıtı olarak kabul edilen müze otuz beşinci ABD başkanına ithaf edilmiştir ve tanınmış mimar I.M Pei tarafından tasarlanan bina 1979 yılında açılmıştır. Şehrin kıyı kesiminde yer alan müzede üç adet tiyatro, başkanın kişisel hatıraları, fotoğrafları ve JFK’nin yaşamını ve başkanlığını gözler önüne seren tarihi sergiler ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır. Ayrıca sergiler başkanlık kampanyası dahilinde Oval Ofisi, First Leydi Jacqueline Bouvier Kennedy ve Kennedy ailesi ile ilgili çeşitli eserleri ve belgeleri kapsamaktadır.

 

Yorum Yok

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir