Selanik Gezilecek Yerler Nelerdir

Seyehat Rehberi, Work and Travel, Yurtdışı Eyl 14, 2022 Yorum Yok

Selanik Gezilecek Yerler

Selanik kozmopolit bir kültüre ve daha küçük bir kasabanın samimi ambiyansı ve cazibesiyle büyük bir enerjiye sahip bir kent olarak bilinir. Kent kalabalıklardan uzakta ve Atina’nın sıkışıklığı olmaksızın Yunanistan’ı yaşamak için harika bir yerdir. Bu keyifli şehir Romalılar, Venedikliler ve Osmanlı Devleti de dahil olmak üzere kente izlerini bırakmış olan farklı uygarlıklardan etkilenerek bu güne gelmiş. Şehir bunun için çok kültürlü ve çok milletli etkileyici bir mirasa sahiptir.  Ziyaretçiler antik kalıntılar, Bizans kiliseleri ve Yunanistan’ın birinci sınıf Arkeoloji Müzesi’ne hayran kalırlar. Şehirde söylenmesi gereken bir diğer özellik lezzetli yerel mutfağıdır. Yerel mutfak Selanik’te gelen ziyaretçileri derinden etkiler. Selanik aynı zamanda müzik dünyası ile de ünlüdür. Canlı müzik performansları yılın neredeyse her mevsiminde şehir genelindeki mekanlarda gerçekleştirilir. Bu mekanlarda yerel lezzetlerin tadına bakan ziyaretçiler müzik organizasyonları ile de harika dakikalar geçirir.

Aziz Demetrius Kilisesi

Selanik’te mutlaka görülmesi gereken maneviyat dolu kiliselerden birisi de Aziz Demetrius Kilisesi’dir. Kilise şehrin ana kilisesi olma özelliğini de taşımaktadır. Osmanlı döneminde Kasimiye Cami ismi ile bir camiye dönüştürülmüş. Avlusunda Roma Agorası’nın kuzeyinde yer alan beş nefli Bizans bazilikası 5.  yüzyılda antik Roma hamamının yakınındaki bir yerde inşa edilmiştir. Bu gün hamam kalıntıları kilisenin kuzey tarafında görülebilir. Alan aynı zamanda antik bir gizli Roma yolunun kalıntılarını da içerir. Kilise kasabanın Azizleri’nden olan 306 yılında burada tutsak edilerek sonrasında idam edilmiş olan Demetrius’dan adını almıştır. Yüzyıllar boyu Bizans İmparatorluğu’nun her yerinden hacılar günümüze kadar bir lahit içinde korunan aziz kalıntılarına saygı göstermek için kiliseye gelirler.  Görkemli kutsal mabetin genişliği 43 metre uzunluğunda olup Yunanistan’ın en büyük ve en zengin bir şekilde bezenmiş kilisesidir. Kilisede mermer sütunlar üzerine ince işlemeler, merkezi koridorda göz kamaştırıcı bir avize ve apsisin sütunlarındaki küçük mozaikler görenlerde hayranlık uyandırır.

Bizans Duvarları

Selanik’in MÖ 315 yılında kurulmasından kısa süre sonra kasaba MÖ 285 yılında Epir Kralı Pyrrhus ve 279’da ise  Keltler tarafından yapılan saldırılara karşı savunma amaçlı duvarlar ile çevrildi. Büyük İskender ve Büyük Konstantin tarafından güçlendirilen surlar özellikle de Bizans İmparatorluğu döneminde geliştirilmiş. 14. ve 15. Yüzyıllarda Osmanlı döneminde surlara ek savunma yapıları ve kuleleri eklenmiş. Bu dönemde çoğunlukla inşaat için Venedik askeri mühendisleri kullanılmış. 19. yüzyıla kadar eski şehir tam sekiz kilometrelik bir duvar sırası ile çevriliymiş. Ne yazık ki, Osmanlı hükümeti kenti modernize etmek ve güzelleştirmek için eski duvarları yenilemiş. Bununla birlikte son zamanlarda duvarlar bölümler halinde restore edilmiştir. Bizans surları geziye başlamak için iyi bir noktadır. Alanda 15. Yüzyıldan kalma yuvarlak kuleyi görebilir, bir zamanlar hapishane olarak kullanılan Yedi Kule’yi ziyaret edebilirsiniz. Surları takip ederek birçok tarihi alana ulaşabilir Vardar Kalesi’ne kadar ulaşabilirsiniz.

Aziz George Kilisesi

Aziz George Kilisesi Selanik’in en görkemli antik anıtıdır. Dördüncü yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan yapı şu an kabri bulunmasa da muhtemelen İmparator Galerius’un türbesi olarak tasarlanmıştı. Kilise yapıldığı dönemde Galerius Sarayı ile Galerius Kemeri’ni içeren kompleksin bir parçasıydı. Selanik’te Hıristiyan olarak vaftiz edilen Büyük İmparator Theodosius 4. yüzyılın sonlarında türbeyi bir Hıristiyan kilisesine dönüştürmüş. Yapı 10-12. Yüzyıllar boyunca Selanik Katedrali olarak kullanılmış. Şehrin Osmanlı egemenliğine girmesi ile birlikte kilise camiye dönüştürülmüştür. Yapının minaresi İslami döneminin bir eseridir. 1912’de şehrin Osmanlı egemenliğinden çıkmasının ardından cami Aziz George Kilisesi’ne dönüştürülmüş.Bu görkemli tapınak ziyaretçilerde nefes kesen bir izlenim yaratıyor. Çapı 24 metre ve yüksekliği 30 metre olan kubbesi Roma’daki Panteon’a benzer silindirik bir mimariye sahiptir. Kilise içerisinde muhteşem mozaikler mevcut olup kubbeyi tonozlu girintileri süslüyor. Kubbenin merkezinde yer alan mozaikler deforme olmuş yalnız altın bir zemin üzerine büyüleyici melek ikonları gerçekten görülmeye değer. Kilise aynı zamanda bir Heykel Müzesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır ve ziyaret için her gün halka açıktır.

Galerius Kemeri

Egnatia Caddesi’nden Selanik’in şehir merkezine doğru yürürken ziyaretçilerin karşısına M.S. 297 yıllarına ait antik bir Roma anıtı olan Galerius’un Kemeri çıkar. Bu kemer bir zamanlar antik kentin ana giriş kapısıydı. Özgün yapıdan geriye bugün batı yakasında üç iskele kalmıştır. Hayatta kalan iskelelerden ikisi bir kemer ile birbirine bağlanmış olup ayrıntılı bir şekilde süslenmiş bir mermer yapıya sahiptir. Yapıda yer alan kabartmalar İmparator Galerius’un 3-4. yüzyıllarındaki İran, Mezopotamya ve Ermeni milletleri ile yaptığı savaş sahnelerini tasvir ediyor. Bu süslü oyma kabartmalar kendi türleri içinde en iyilerdendir. Deforme olmasına rağmen kabartmalar MS 3152te yapılan Roma’daki Konstantin Katedrali’nin çağdaş kabartmalarından çok daha iyi bir şekilde korunmuştur.

Beyaz Kule

Selanik’in en tanınmış sembolü olan Beyaz Kule’ye Sahilden manzaralı bir yürüyüşle ulaşılabilir. Sahilin güney ucundaki küçük bir kamu bahçesinde yer alan Beyaz Kule bir zamanlar kasabanın antik surlarının bir parçasıydı. Sur duvarlarının neredeyse tamamı artık tamamen bozulmuş. Bu savunma duvarlarının tek kalıntısı artık Beyaz Kule’dir. 1530 yılında Osmanlı Devleti tarafından yaptırılan bu görkemli kule esas olarak bir hapishane olarak kullanılmış. Bugün turistler kuleyi ziyaret edebilir. Kentin ve limanın heyecan verici manzaralarını sunan üstteki izleme platformuna çıkarak harika manzarayı izleyebilir. Beyaz Kule aynı zamanda içerisinde Bizans Kültürü Müzesi’nin sürekli koleksiyonunu da barındırıyor.  Müze koleksiyonunda erken Hıristiyanlık dönemi sikkeler, vazolar, mozaikler, duvar resimleri ve kutsal nesneler gibi geniş bir ürün yelpazesi yer alıyor. Beyaz Kule bugün aynı zamanda Bizans dini resimlerinin sunumları gibi geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor.

Arkeoloji Müzesi

Bu ünlü müze Selanik’in olduğu kadar eski Makedonya’nın her yerinde bulunan eserlerden oluşan bir koleksiyona sahiptir. Müze koleksiyonu tarih öncesi çağlardan antik geç dönemlere kadar uzanan bir tarihi dönemi kapsıyor. Müzede kesinlikle Arkaik dönemlerde ve Geç Roma Döneminde yapılmış olan heykelleri görmeden gezinizi bitirmeyin. Arkeoloji Müzesi’nin birkaç odasında M.Ö. altıncı yüzyıldaki bir İon tapınağından mimari unsurlar da sergilemektedir. Müzenin diğer sergilerini ise Pieria’daki Makriyalo’daki Neolitik yerleşim kalıntıları, İmparator Galerius tarafından yaptırılan antik saraydan gelen eserler ve Aya Paraskevi’de bir Makedon mezarının yeniden inşası sırasında çıkan bazı kazı bulguları oluşturuyor. Arkeoloji müzesi ayrıca Makedonya Sikkeleri gibi çeşitli konularda da geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. Müzenin lobisinde yer alan vitrinlerde Neolitik Çağ’a ait bir arazinin buluntuları ve kazı ilerlemesiyle ilgili bilgiler yer alıyor. Tarih severler için Arkaik dönemlere ve Geç Roma dönemine ait bulgular vazgeçilmez öğeleri oluşturuyor. Selanik gezinizi anlamlı kılacak bu aktivite kesinlikle yapılmalı.

Yukarı Şehir

Bulunduğu tepenin konumu nedeniyle Yukarı Şehir olarak bilinen tarihi eski şehirdir. Buraya kuzeydeki alt kasabayı eski şehir surlarına ve kaleye bağlayan eğri sokaktan ulaşılabilir. Bu tarihi sokak dik, dolambaçlı alanları ve yaya geçitleri ile sizi çok etkileyecektir. Osmanlı döneminden kalma çok sayıda çeşme sokakta Türk etkisini ortaya koyuyor. Bu alanda Aziz Catherine Kilisesi, İlyas Kilisesi, Taksonomiler Kilisesi, Kutsal Havariler Kilisesi mutlaka görülmesi gereken kutsal mabetleri oluşturuyor. Yapıların tarihi 5-6. yüzyıllara kadar uzanır. Yahudilere peygamber olarak gönderilen Hz. Hezekiel’in yaptıklarını tasvir eden müthiş mozaikler yapılarda önemli ölçüde yer bulmuştur. Bu alandaki bir diğer ünlü alan ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın (Atatürk) 1881’de doğduğu evdir. Bugün bu ev Türk Konsolosluğu olarak kullanılmaktadır.

Makedonya Mücadelesi Müzesi

  1. yüzyılın Neoklasik bir binasında yer alan müze ziyaretçileri Makedon mücadelesi hakkında bilgilendirmektedir. Koleksiyon 1900-1912 arasındaki eserler ve fotoğrafları içeriyor. Müzenin en ilginç sergilerini Makedon Mücadelesi liderlerinin silahları, üniforması ve kişisel eşyaları oluşturuyor. Müzenin geniş fotoğraf koleksiyonunda 1.350 çağdaş fotoğraf bulunmakta. Makedonya Mücadelesi Müzesi’nde Makedonya’nın 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başlarındaki durumunu anlatan haritalar, kitaplar, gazeteler ve tablolar gibi bir sürü belge ziyaretçilerini bekliyor.

Ayasofya Kilisesi

Hermos Caddesi’nin doğu ucunda yer alan Ayasofya Kilisesi şehrin en önemli tarihi kiliselerinden birini oluşturur. Kubbeli kilise 8.yüzyılda üç koridorlu haç biçiminde bir plan üzerine inşa edilmiştir. Kilise 9. yüzyılda gerçekleştirilen çatışmadan sonra apsisin içinde Anne Tanrısı mozaiği ve kubbede yer alan Yükseliş mozaiği gibi etkileyici figürlerle süslenmiş. Ayrıca 5. yüzyıldan kalma bir binadan geldiğine inanılan sütunların başlıkları da dikkat çekicidir. 1204’ten 1430’a kadar Ayasofya Kilisesi şehrin başkilisesi yani katedrali idi. Osmanlı döneminde ise Aya Sofya Camii’ne dönüştürülmüş. Bina 1890 yangınında büyük hasar gördüve restore edildi. 1917’deki büyük yangınından ise yapı hasar görmeden kurtuldu. Ayasofya Kilisesi daha başka birçok yerde yer alan kiliseler gibi etkileyici mimarisi ve mistik atmosferi ile gelen ziyaretçilerini bekliyor.

Kutsal Havari Kilisesi

Kutsal Havariler Kilisesi eski şehrin kenarında ve Bizans surlarına yakın konumda yer almaktadır. Bu güzel 14. yüzyıl Bizans kilisesi beş kubbeli ve desenli tuğla ile özenli bir işçiliğe sahiptir.  Kilise haç planı üzerinde tasarlanmış. Bu yöntem Geç Bizans mimarisinin karakteristik bir özelliğini yansıtıyor. Osmanlı döneminde camiye çevrilerek Soğuk Su Cami olarak adlandırılmış. Bölgenin Osmanlı kontrolünden çıkmasının ardından 1940 yılında restorasyona alınmış. Çalışmaları sırasında keşfedilen nefis freskolar ve Paleologya dönemi mozaikleri kiliseyi daha da önemli kılmıştır. Kilisenin kuzey tarafında, Kutsal Havarilerin eski manastırına ait bir sarnıç da bulunmaktadır. Tarihsel bir deneyim ve  Kutsal Havari Kilisesi’nin manevi atmosferinden faydalanmak için kilise Selanik’te kesinlikle ziyaret edilmesi gereken noktalardandır.

 

Yorum Yok

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir