Atina Gezilecek Yerler
Yunanistan’ın başkenti olan Atina aynı zamanda nüfusuyla ülkenin en büyük şehri olma özelliğini de taşır. Batı uygarlığının en görkemli sembolü olan Atina 3.000 yıldan uzun süredir uzanan bir tarihe sahiptir. Şehrin gelişimi klasik antik dönemlere kadar dayanır. Atina şehri Sokrates ile Perikles ve Sofokles’in de doğduğu yer olarak karşımıza çıkar. Atina’nın görkemi sadece bir kalıntı olarak tarihe gömülü kalmamıştır. Bugün de Atina kalabalık ve modern yapısı ile önemli bir başkent ve görkemli bir şehirdir. Diğer Yunan adalarından farklı bir tatil deneyimi sunan Atina heyecanlı ve kalabalık yapısı ile gidenleri coşkuyla karşılar. Şaşırtıcı kültürel cazibe merkezleri Atina’nın güzelliğine güzellik katar. Atina’ya giden turistler dar geçitli sokakları ile şirin evlerin arasında yürürken davetkar restoranlara ve teraslarına da mutlaka uğrar.
Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi
19.yüzyılda kurulan müze Yunanistan’ın en büyük arkeoloji müzesidir. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi aynı zamanda dünyanın en eski müzelerinden biridir. Müze 8.000 metrekarelik sergi alanına sahip etkileyici bir neoklasik binada yer alır. Müzede bulunan sergilerde 11.000 üzerinde eserden oluşan beş kalıcı koleksiyon bulunur. Koleksiyonda bulunan eserler tarih öncesi dönemden klasik döneme ve geç antik çağlara kadar uzanır. Eserlerde Yunan uygarlığına kapsamlı bir bakış atma imkanınız bulunur. Müzede bulunan Prehistorik koleksiyon M.Ö. 6. bin yıla kadaruzanır ve Neolitik, Kikladik, Myken dönemlerini kapsar. Ayrıca koleksiyon Thera’daki tarih öncesi yerleşimden elde edilen bulguları ziyaretçilere sunar. Müzedeki Heykel Koleksiyonu M.Ö. 6. yüzyıldan M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanan döneme ait nadir eserler içeren eski Yunan heykellerini görme fırsatı sunar. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi Vazo ve Dekoratif Nesneler Koleksiyonu antik Yunan seramiklerini M.Ö. 11. yüzyıldan klasik Roma dönemine kadar sergilenen parçaları sunar. Müzede yer alan Stathatos Koleksiyonu çok çeşitli tarihsel döneme ait küçük nesneler içerir ve bunları ziyaretçileri ile buluşturur. Metalurji Koleksiyonunda ise metallerden yapılmış süslü küçük heykeller ve heykelcikler sergilenerek sanatseverlerin dikkati çekilir.
Bizans Müzesi
Atina’da bulunan bu ilginç müze Yunan tarihinin Bizans dönemine ait büyüleyici bilgiler sunar. Bizans Müzesi’nde Charles François Lebrun’un eşi Duchesse de Plaisance’a ait olan 19. yüzyıldan kalma bir sarayda bulunan Bizans sanatının değerli koleksiyonu da yer alır. Bizans İmparatorluğu zamanla dini sanatlara çok değer vermeye başladı. Bizans sanatçıları pırıltılı mozaiklerden ve yaldız simgelerden şaheserler hazırlamaya önem verdiler. Bizans Müzesi’nde 25.000 üzerinde eser sergilenir. Bizans döneminden kalma dini eserlerden oluşan hazinenin yanı sıra Hristiyanlık ve Ortaçağ ile Bizans sonrası dönemlere ait olan parçaları da müzede bulmak mümkündür. Müzede yer alan koleksiyonda heykeller, simgeler, tablolar ve mozaikler bulunur. Müzede özellikle vurgulanan noktalar arasında erken Hristiyan bazilikaları ve Bizans kiliselerine ait olan parçalar yer alır. Bizans Müzesi’nin avlusu 5. yüzyıldan kalma muhteşem bir mozaik zemin parçasına da
Akropolis Hisarı
Atina’da bulunan Akropolis Hisarı dünyada çok az yer ile kıyaslanır. Antik Atina’nın görkemini hatırlatan Akropolis kentin merkezi konumundaydı. Akropolis korunaklı tepe noktasında bir kale işlevi görerek çok önemli bir yere sahiptir. Atina Akropolisi Atina’nın üzerinde yüksek bir kayalıkta bulunur. Akropolis mimari ve tarihi öneme sahip birçok antik yapının kalıntısını içeren eski bir hisar olarak ön plana çıkar ve kalıntılar arasında klasik antik dönemin en büyük tapınağı Parthenon da bulunur. Parthenon Tapınağı dorik kolonların anıtsal sıraları ve çarpıcı heykeltraşlık ayrıntıları ile huşu uyandıran bir manzarayı ziyaretçilerine sunar. Akropolis’in diğer kalıntıları arasında M.Ö. 421 ile M.Ö. 395 arasında inşa edilmiş antik kutsal alanların kompleksi olan Erekhtheion Tapınağı da yer alır. Kompleksin en ünlü özelliği arasında kolonların yerine altı adet heykelciğin bulunmasıdır.
Akropolis tepesinin altındaki caddede bulunan Akropolis Müzesi ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelir. Akropolis Müzesi’nde dünyadaki en değerli eski Yunan sanatı koleksiyonlarından biri bulunur.
Agora Antik Ören Yeri
Antik Agora Atina’nın günlük yaşam merkezi ve pazarı olarak görülürdü. Agora’ya girmek için en uygun yer Adrianou Caddesi’nde bulunan kuzey kapısıdır. Yunanca Agora sözcüğü buranın halka açık konuşma yeri olduğunu belirten toplamak anlamına gelir. Agora Antik şehri yönetim ve ticaretin yanı sıra sivil bir karar verme alanı olarak da aynı zamanda buluşma yeriydi. Agora’da atletik olaylar ve tiyatro gösterileri de düzenlenirdi. Agora’ya giden turistler Agora Tepesi’ne giden patika yol boyunca keyifli bir yürüyüş yapabilirler. Agora’da bulunan tepede Hephaistos Tapınağı göz kamaştırıcı bir manzara sunar. M.Ö. 5. yüzyıldan kalma Dor Tapınağı Hristiyan kilisesine dönüştürülerek yıkılması önlenen en eski Yunan tapınaklarından biri olmuştur.
Kiklad Sanat Müzesi
Kolonaki semtinde bulunan Kiklad Sanat Müzesi 1986 yılında Nicholas ve Dolly Goulandris Vakfı tarafından kuruldu. Nikolas Goulandris Atina’daki sanat ve kültür hayatının tanınmış bir koruyucusu olarak kabul edilir. Nikolas Goulandris’in kendi koleksiyonu müzenin sergilerinin özünü oluşturur. Mermer ve camdan yapılmış bir cephesi olan şık ve modern binada müzenin kalıcı koleksiyonu da yer alır. Koleksiyon antik Yunan sanatını ve Kıbrıs ressamı sanatını temsil eder. Müzede yer alan eserlerden çoğu M.Ö. 6. yüzyıla kadar dayanır. Müzenin geçici sergileri ana binadan geçiş yolu ile ulaşılabilen 19. yüzyıl Stathatos Köşkü’nde yapılır.
Kutsal Havariler Kilisesi
Antik Agora’nın bulunduğu yerde Kutsal Havariler Kilisesi ayakta kalan önemli bir eserdir. Kilise 10. yüzyılda inşa edilmiş bir binaya sahiptir. Dış cephesi kerpiç duvar taşlarından oluşur ve süslü arap harfleri ile yazılmış yazıtlar ile dikkat çeker. Bizans mimarisinin tipik örneklerinden olan kilisenin dört sütun üzerine desteklenmiş bir kubbesi bulunur. Kubbenin iç kısmı orijinal freskler ile süslenmiştir. Kilisenin 11. yüzyıl orijinal ikon ve dini resim duvarları çok iyi korunmuş durumdadır.
Panaghia Kapnikarea Kilisesi
Kilise Atina’nın Ermou Caddesi üzerinde bulunan küçük bir meydanı süsler. Kilise Atina’ya giden turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerler arasında gelir. Güzel ve küçük olan bu kilise 19. yüzyıl Bavyera Kralı I. Ludwig’in müdahalesi ile kurtarıldı. Panaghia Kapnikarea Kilisesi 11. yüzyıl Bizans döneminden kalma muhteşem bir mimari örneğidir. Kilisenin yapıldığı dönemde kubbeli haç biçimli kiliseler tipik bir şekildi. Kilisenin iç kısmı tablolar ile süslenmiştir.
Syntagma Meydanında Muhafız Değiştirme Töreni
Turistlerin çoğu için Syntagma Meydanında Muhafız Değiştirme Töreni’ni izlemek çok heyecan verici ve unutulmaz bir deneyimdir. Cumhurbaşkanlığı Muhafızlığı Askerleri yıl boyunca Syntagma Meydanı’nda Yunan Parlamentosu önünde dururlar. Muhafızlar pileli etek ile ponponlu ayakkabılarından oluşan geleneksel kostümler giyip nöbet tutarlar. Muhafızların nöbet değişimi sabah on birde Bilinmeyen Asker Anıtı Mezarı önünde gerçekleştirilir.
Saint Demetrius Loumbardiaris Şapeli
Tepede yemyeşil bir ortamda bulunan Bizans kilisesi turistlere büyüleyici bir manevi deneyim sunar. Kilisenin şapeli tanrısızlığın kapıları koruduğu inancından dolayı Diateichisma Kapısı’nda inşa edilmiştir. Kilisenin içinde şapelin bir bazilika formu bulunur ve duvarlar 1732 yılına dayanan freskler ile süslenmiştir. Kilisenin bir mucize tarafından kurtarıldığı efsanesine de inanılır. Akropolis Türk Komutanı Yusuf 1650 yılında kiliseyi bombalamış ve bunun üzerine mimar Pikionis kiliseyi restore etmiştir. Kilisenin bulunduğu tepeden muhteşem manzarayı izlemek de ayrı bir keyif verir.
Olimpiya Zeus Tapınağı
Zeus’a ithafen yapılan antik Yunan’daki en büyük tapınaktır. Olimpiya Zeus Tapınağı günümüzde daha da anıtsal bir yapıya sahip olmuştur. Tapınağın geçmişi M.Ö. 6. yüzyıla kadar dayanır. Tapınağın yüzlerce mermer sütunundan sadece 15 sütun ayakta kalmış ve sütunlardan biri de yere yatmış vaziyette bulunur. Tapınak kalıntılarının anıtsal varlığı orijinal binanın büyüklüğünün boyutunu gözler önüne seriyor. Devasa yapı eski Yunanlıların Tanrı Kralı olarak bilinen en güçlü tanrısı Zeus’a uygun olabilecek bir tapınaktır. Tapınağın hemen kuzeyinde başka kalıntılar ve antik Roma hamamlarını içeren küçük bir park bulunur.
Panathenaik Stadyumu ve Olimpiyat Stadyumu
Eski Atina’nın en büyük binası olan Panathenaik Stadyumu 60.000 seyirci kapasitesine sahip bir yapıdır. Stadyum Herodes Atticus döneminde M.Ö. 335 yılında inşa edilmiş ve o günden sonra raylı taşların yarış pistinde yarıştığı Panathenaic Oyunları’na ev sahipliği yapmıştır. Herodes Atticus tarafından stadyum yeni mermer oturma alanı yapılarak restore edilmiştir. Turistlerin ziyaretlerinde bugün gördükleri yapı 1896 Olimpiyat Oyunları için inşa edilmiş orijinal stadyumun bir kopyasıdır. Bu kopya olan stad modern dönem Olimpiyat Stadyumu olarak Panathenaik Stadyumu ile aynı tarzda oluşturuldu.
Plaka ve Anafiotika’nın Büyüleyici Mahalleleri
Akropolis ile Ermou caddesinin kuzey etekleri arasında Pepopida Caddesi’nde iki önemli arkeolojik alan bulunur. Plaka Mahallesi denilen köyde terasları ile ünlü otantik Yunan restoranlarını bulabilirsiniz. Mnisikleous Caddesi’nde bulunan restoran merdivenleri ile ün kazanmıştır. Bu mahallede restoran seçmeden önce restoranlar hakkında mutlaka bilgi toplayıp seçiminizi ona göre yapın. Akropolis’in kuzey yamacında yer alan Anafiotika turistlerin geleneksel Yunan yemekleri için uğradığı bir mahalledir. Burada yemeklerin tadını çıkarabileceğiniz atmosferik bir köy hayatı sizi karşılar. Anafiotika mahallesinin ortaçağ etkisindeki sokaklarını keşfetmek çok keyifli olacaktır.
Yorum Yok