Lyon Gezilecek Yerler Nelerdir

Seyehat Rehberi, Work and Travel, Yurtdışı Eyl 15, 2022 Yorum Yok

Gezilecek Yerler

Fransa’nın Paris’ten sonraki en önemli ikinci şehri olan Lyon eski Roma dönemine ait bir geçmişe sahip olup UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alır. Şehir Fransa’nın en eski kalıntılarını, orta çağ mahallelerini ve Rönesans evlerini barındırır. Rhone ve Saone Nehirleri boyunca uzanan mahalleler şehrin zengin mirasını yansıtmaktadır. Fransa’nın en ünlü şefi Paul Bocuse Lyon’ludur ve 3 Michelin yıldızına sahip restoranı gurmeler için liste başında gelir. Efsanevi Lyonnais yemek sanatı “bouchon”larda Lyon’un dört bir yanında keşfedilmeyi beklemektedir.

Beaux Sanat Müzesi

Bu müzede antikalar, tablolar, heykeller ve günümüze kadar gelen eski Mısır dekoratif sanat eserlerinin de dahil olduğu Avrupa’nın en büyük koleksiyonlarından bir tanesi sergilenmektedir. Ayrıcamüze de Empresyonist tabloların ve modern sanat eserlerinin bulunduğu bir koleksiyon da yer alır. Koleksiyonda İsa’nın Yükselişi (Perugino), Véronése, Monet gibi bir çok başyapıt bulunur. Refectory ve Grand Staircase’deki Barok heykelleri de hayranlık uyandırmakta olup müzede ayrıca bir çay salonu, teras bahçeli restoran yer almaktadır.

Saint-Jean ve Saint-Georges Meydanları (Tarihi Kent Merkezi)

Katedralin kuzeyinde bulunan bir ortaçağ meydanı olan Saint-Jean dar Arnavut kaldırımları ve küçük sessiz avlularla doludur. Rue du Boeuf ve Place Neuve Saint-Jean’in etrafında birçok geleneksel restoranı keşfetmek mümkündür. Birçok mağaza ve kafenin bulunduğu Rue Saint-Jean ve Rue des Trois Maries’in sokaklarında yürüyüş, yapılacaklar listesinde yer almaktadır. Place du Petiti Collége’deki Hotel de Gadagne 15. yy’a ait bir konak olup, iki müzeye de ev sahipliği yapmaktadır: Lyon Tarih Müzesi ve dünyanın dört bir yanından getirilen kuklaların sergilendiği Kukla Müzesi. Geleneksel kukla gösterilerinin düzenlendiği Saint-Georges Meydanı’ndaki Théatre Guignol Kukla Tiyatrosu Café du Soleil’in yanında yer alır. Bir diğer kukla kuruluşu olan Compagnie des ZonZons ise Rue L. Carrand’da performans sergilemektedir.

Arkeoloji Müzesi

Lyon Galya’nın başkenti olan M.Ö. 43 yılında kurulmuş Lugdunum adındaki antik Roma kentinin üzerinde yer almaktadır. Müze vazolar, mezar taşları, mozaikler, heykeller, sikke ve seramik dahil olmak üzere birçok Gallo-Roma dönemi objesine ev sahipliği yapmaktadır. Koleksiyonun en ilgi çekici parçaları arasında anıtsal bir Herkül heykeli, antik banyolardan oluşan dekoratif mermer eserler ve Okyanus Tanrısı ile ilgili görüntüleri tasvir eden muazzam bir 100 metrekarelik mozaik zemin yer almaktadır. Müze yaklaşık 300 metre uzaklıktaki arkeoloji alanına da uzanmakta ve bu alan iki adet Roma tiyatrosunun dahil olduğu, Fransa’daki en eski antik kalıntıları barındırmaktadır. M.Ö. 15 yılına dayanan Grand Théatre trajedilerin ve komedilerin sergilendiği, Odéon ise müzik gösterilerinin düzenlendiği sahnelerdir. Ayrıca Tanrıça Kibele’ye adanmış bir tapınağın temelleri de bu alanda yer almaktadır.

Gurme Restoranlar ve Mutfak Butikleri

Lezzetli yerel mutfakta et yemekleri, sosisler ve salatalar bulunur. En özgün mutfak spesiyalleri arasında  balık ve kremadan yapılan “quenelles” yer alır. Lyon’un dört bir yanındaki “Bouchons Lyonnais” restoranları klasik Fransız mutfağını servis eden en otantik mekanlar arasındadır. Konu kaliteli yemek olduğunda Lyon önde gelen bir şehir olup bir çok lüks restorana da ev sahipliği yapmaktadır. 1965 yılından bu yana 3 Michelin yıldızını elinde bulunduran Paul Bacuse Restaurant Fransa’nın en iyi lokantası olarak sayılmakta ve Brasserie le Sud adında Akdeniz mutfağı sunan, daha gündelik bir restoranı da bünyesinde barındırmaktadır.  Ayrıca gurme yiyecek ürünlerini satın almak isteyen turistler için de Lyon ideal bir şehirdir. Çikolata tutkunları için 1917’den beri işletilen Palomas mağazası, aşçılık derslerine katılmak isteyenler ve birçok mutfak eşyasının yanı sıra kaliteli zeytinyağlarının da satıldığı A L’Olivier tavsiye edilen noktalar arasındadır. Bununla birlikte Les Halles de Lyon-Paul Bacuse pazar meydanı şarküteri, yerel peynir, taze ekmek, salyangoz, quenelles, meyve-sebze, pastane ve çikolata çeşitlerinin sunulduğu 50’den fazla farklı dükkan ve lokantadan meydana gelmektedir.

Colline de la Croix-Rousse Mahallesi

Croix-Rousse yamacının eteklerinde kurulan olan bu kadim mahalle 19. Yüzyılda önemli bir dokuma merkezi olmuştur. Sokakların yokuşlu olması nedeniyle etkileyici kıvrımları ve merdivenleri mevcuttur. Mahallenin kendine has özelliği, konutlar boyunca halka açık koridorlar olarak işlev gören “traboules” geçitler topluluğunun bulunmasıdır. Geçitler ipekçiler tarafından kumaşlarını taşımak için kullanılmaktaydı. Place Colbert’ten başlayıp 14 Bis Montée Saint Sébastien’e, 20 Rue Imbert Colomés’den 55 Rue des Tables Claudiennes’e ve 30 Rue Burdeau’dan 19 Rue René Leynaud’a geçişi sağlayan koridorlar bulunmaktadır. Koridorlar halka açık olmakta ancak ziyaretçilerin mahalle sakinlerine saygıdan dolayı sessiz olmaları gerekmektedir. Turistlerin ilgisini çeken bir diğer nokta olan Maison des Canuts( İpek İşleme Evi) ipek üretim sanatına adanmış ufak bir müzedir. Ziyaret sırasında Jacquard tezgâhının icadı keşfedilebilmekte ve geleneksel tezgâhlarda el dokumacılığı gösterileri izlenebilmektedir.

Presqu’ile Bölgesi

Lyon Presqu’ile Bölgesi nehir içinde ada gibi bir arazi parçasından oluşmakta olup güzel mimarisi ve anıtsal kasaba meydanları ile ünlüdür. Meydanın doğu tarafında yer almakta olup 1646 – 1672 yılları arasında inşa edilmiş, yangından sonra Barok tarzda restore edilmiştir. Palais de la Bourse bu alanda bulunan bir başka anıtsal önemde binadır. Güneye doğru ilerledikçe 14-15. Yüzyıllarda inşa edilmiş olan eski Fransız kilisesi Eglisee Saint-Bonaventure turistleri karşılamaktadır. Bölgede Rhone ve Saone Nehirleri arasında yer alan Place Bellecour Lyon’un en güzel meydanı olarak bilinir. Meydanın başyapıtı XIV. Louis’in atlı heykelidir. 19. Yüzyıla ait zarif binalar meydanın doğu ve batı bölgelerine doğru sıralanmakta ve kuzeyinde ise Fourviére Tepesi yer almaktadır. Palace Bellecour’dan birkaç adım sonrasında 17. Yüzyıla ait bir bina olan ve önceden hastane olarak kullanılan Hotel-Deu de Lyon yer almaktadır. Şimdilerde Musée des Hospices Civils müzesine ev sahipliği yapmakta, dekoratif sanat eserleri ve antika tıbbi aletleri barındırmaktadır. Bir diğer meydan olan Place Carnot 1890 yılında kurulan Cumhuriyet anısına yapılan muazzam bir anıta sahiptir.

Musée des Tissus ve Musée des Arts Decoratifs – Tekstil Müzesi ve Dekoratif Sanatlar Müzesi

  1. yüzyıla ait bir Lyon köşkünde yer alan iki muhteşem müze vardır: Tekstil Müzesi ve Dekoratif Sanatlar Müzesi. Tekstil Müzesi ziyaretçilerine Rönesans dönemine kadar dayanan Lyon ipek ticaretinin büyüleyici geçmişini keşfetme olanağı sağlamaktadır. Kapsamlı koleksiyon nadir İran halılarını, 3. Yüzyıl antik mısır halılarını ve İspanya ve İtalya’dan gelen ipek kumaşları içermektedir. Ayrıca dünyadaki en iyi korunan antika parçalardan barındıran Tree of Jesse görülmesi gereken noktalardan olup İmparatoriçe Josephine’e ait ipek bir elbise de sergilenmektedir. Dekoratif Sanatlar Müzesi’nde 15. ve 16. yüzyıl İtalyan çinileri, Ortaçağ ve Rönesans dönemine ait dokumaları, gümüş eşyaları ve antika saatleri içeren zengin bir koleksiyon yer alır. Müzenin bazı odaları inanılmaz bir dekora sahip olup eserler kültürel içeriğin yansıtılması amacıyla gerçek hayattan esinlenen dekorlara sahiptir.

Direniş ve Sürgün Tarihi Müzesi

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi rejimine karşı verdiği güçlü mücadele sayesinde, Lyon “Direnişin Başkenti” olarak bilinmekteydi. Direniş ve Sürgün Tarihi Müzesi Gestapo Başkanın kullandığı binada yer almaktadır. Bina şimdilerde mahzenlerde tutulan kurbanların anısına ithaf edilmektedir. Tarih Merkezi sınır dışı edilenlerin ve onların saklanmış çocuklarının ve direniş üyelerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanmış öykülerini göz önüne sermektedir. Merkezde İkinci Dünya Savaşı’nın başlıca olaylarını konu edinen ve işgal altındaki Fransa’ya odaklanan her daim düzenlenmekte olan bir sergi yer almaktadır. Sesli rehber eşliğinde ziyaretçilere tarihi bilgiler hakkında video, fotoğraf ve yazılı belgeler sunulmaktadır. İçeriği sürekli yenilenmekte ve hikayelerini paylaşmak için İkinci Dünya Savaşı görgü tanıkları araştırılmaktadır.

Basilique Notre-Dam de Fourviere

Fourviere Tepesi’ndeki görkemli bir konuma sahip Basilique Notre-Dam Saone Nehri’nin yukarısında yer almakta olup 130 metre yüksekliğindedir. İnşaat 1872 yılından 1884 yılına kadar sürmüştür. İç mekanın keşfinden sonra şehrin manzarasını seyretmek için kuzeydoğu kulesine tırmanılması tavsiye edilir. Ayrıca Basilica’nın sol kısmında yer alan Esplanade de Fourviére Lyon şehrinin dış görünüşüne panoramik bir bakış açısı sunmakta, manzara Croix-Rousse ve Terraux bölgelerinden Saint-Jean Meydanı ve Place Bellecour’a kadar uzanmaktadır.

Saint-Jean Baptiste Katedrali

  1. yüzyılda inşa edilen görkemli Saint-John Katedrali 13 ve 14. yüzyıllara ait vitray pencereleriyle ün salmıştır.. Nicolas Lippius’un 1958’de yarattığı astronomik saat en ilginç özelliklerinden biri olmakta ve “Anne-Marie de la Primatiale” adında, şimdiye kadar yapılmış ve sadece Katolik bayram günlerinde çalınan dikkate değer bir çana sahiptir. Katedralin manzarasını uzaktan seyredebilmek için Pont Bonaparte’ın yakınındaki rıhtıma gidilmesi tavsiye edilir.

Abbaye Sain-Martin d’Ainay Kilisesi

Lyon’daki en eski kilise olan Abbaye Sain-Martin d’Ainay 11. yüzyılda inşa edilmiş ve 4. Yüzyıla ait bir Roma tapınağının bulunduğu alana kurulmuştur. Abbey Kilisesi önceleri Benedict tarikatına ait bir manastırdı. Romanesk mimarisinin mükemmel bir örneği olan kilise dört klasik sütun, koroda bulunan 12. yüzyıla ait mozaik kaplama ve Lyon’lu sanatçı Hippolyte Flandrin’in yaldızlı tablolarını barındırmaktadır.

Place de la Comedie Tiyatrosu

Place de la Comédie’de yer alan Opéra de Lyon 19. yüzyıldan kalma, görkemli bir kubbeye sahip opera ve tiyatro binasıdır. Özgün tiyatro modern mimari teknikler kullanılarak yenilenmiş ve büyüklüğü 3 kat artırılmıştır. Opéra de Lyon’da birçok dans performansı ve konserler düzenlenmekte olup Romeo & Juliet’ten Carmen’e kadar birçok çeşitli eser sunulmaktadır. Place des Célestins’de bulunan Théatre des Celestins ise Selestin Manastırı’nın kalıntıları üzerine inşa edilmiş, etkileyici bir Neoklasik tiyatro sahnesidir. İtalyan tarzı oditoryumda sansasyonel bir tavan boyası, altın varaklı balkonlar ve kadife koltuklar yer alır. Tiyatro klasik repertuvardan çağdaş oyunlara kadar geniş bir yelpazede dramatik performanslar sunmaktadır.

Parc de la Téte d’Or

117 hektarlık bölgeye yayılmış bu geniş yeşil alan Fransa’daki en büyük park olarak bilinir.  Parc de la Téte d’Or şehrin tam merkezinde, Rhone Nehri’nin sol yakasında yer alır. Parkta ayrıca bir hayvanat bahçesi bulunmakta ve botanik bahçelerle gül bahçeleri yer almaktadır. Petit Lac (Küçük Göl)’de aileler mini botlar kiralayıp eski tarzdaki tren ve at biniciliği çocuklar için ilgi çekici aktivitelerdir.

de I’Imprimerie Yazılı Basın Müzesi

Matbaanın bulunması teknolojik açıdan bir devrim niteliğinde olmuş ve dünyanın kaderini değiştirmiştir. Lyon ise 15. Ve 16. yüzyıllar süresince kitap basımında önemli bir merkez olmuştur. Müzede basılı kitapların kültürel etkisinin yanı sıra grafik baskı teknikleri de sergilenmektedir.

Lyon’un Ünlü Simalarının Duvar Resimleri

Quai Saint Vincent’de yer alan 800 metrekarelik duvar Lyon’un 31 ünlü ismini, 25 tarihi figür ve 6 çağdaş figürüyle gözler önüne sermekte olup 1994-1995 yıllarında Cité de la Création organizasyonu tarafından yaratılmıştır. Bölgedeki Le Pot Beaujolaiş Restoranı ziyaret edilebilecek bir diğer noktadır.

 

Yorum Yok

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir