Toulouse Gezilecek Yerler
Sabahın ilk saatlerinde ve özellikle öğleden sonraları Toulouse’un kızıl tonlu tuğla yapıları, kentin “La Ville Rose”, “The Pink City” gibi adlarla anılmasına neden olmuştur. Bu renkler kente bu vakitlerde ayrı bir parıltı verir. İspanya sınırından uzakta, Güney Fransa’nın kalbinde bulunan; sıcak, güneşli bir iklime sahip turistik bir kent olarak karşımızdadır. Kentte rahat bir ortam söz konusudur. Kentin sokakları cıvıl cıvıl olup kafelerinde özellikle Fransızca öğrenmek isteyen turistler için mükemmel bir sosyal ortam bulunur. Toulouse turunda size kafelerdeki mükemmel hazırlanmış kahveler ile yöresel mutfağın lezzetleri de eşlik eder.
Saint-Sernin Kilisesi
İspanya’daki Santiago de Compostela’ya giden yoldaki en ünlü Ortaçağ kiliselerden biri olan Saint-Sernin Kilisesi, Romanesk sanatının başyapıtlarındandır. 12. yüzyılda inşa edilen bu kilise UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alır. Toulouse’a özgü kızıl tuğlalardan yapılmış kilise, boğanın saldırısı sonucu ölen Saint Saturninus’a ithaf edilerek inşa edilmiştir. Kilise, Saint’un gömüldüğü eski bir kilisenin yerinde ve mezarın kutsal bölümünde yer almaktadır. Kral Davut ve Elçiler gibi heykeller ile süslenmiş görkemli kapısına ve Bazilika’nın dış cephesi hayranlık uyandırıcıdır. Mekandaki huzuru hissetmek için eski kutsal alana girmeniz gerekir. İç bölüm dokuz şapel tarafından çevrelenen 16. ve 17. Yüzyıllardan kalma unsurlardan oluşur. Yapının kuzey kısmında devasa oyma bir Romanesk haç bulunur. Kripto Hazinesi ise sayısız değerli emanete ev sahipliği yapar. Kilisenin altı katlı saat kulesi yaygın olarak kullanılan sekizgen biçime sahiptir. Günümüz hacılarının da uğrak yeri olan binanın kilisesi çağdaş sanatın örneklerini de yansıtır.
Couvent des Jacobins Manastırı
Gotik tarz mimarinin güzel bir örneği olan Couvent des Jacobins 13. Yüzyıldan kalma bir Dominik manastırı olarak inşa edilmiştir. 1260 ile 1292 yıllarında tamamen Toulouse’un kızıl renkli tuğlalarıyla yapılmıştır. Saint-Sernin Kilisesi’ne benzeyen bir kulesi vardır. Manastırda 14. yüzyıldan kalma duvar resimlerinden oluşan tablolara sahip olan kilise aynı zamanda Saint Thomas Aquinas’ın kalıntılarına da bulundurur. Bu yönü yapıyı daha da kutsal hale getirir. Yapının en sakin ve huzurlu bölümü ise 1307 yılında inşa edilmiş kemerli sütunların alt bölümüdür.
Capitole Meydanı
Toulouse’un kent merkezi hareketli Place du Capitole’dür. Kentin meydanı Toulouse’un klasik mimarisini simgeler nitelikli olup batı yakasında oyun parkları bulunur. Meydanın doğu tarafında ise ünlü 18. yüzyıl Capitole binası yer alır. Dikdörtgen bir tarzda yapılmış 8 büyük mermer sütun içerir. Capitole’ün en görkemli yanını ise Roma’daki Farnese Galerisi’nden ilham alınarak yapılmış Salle des Illustres oluşturur. Burası Capitole’ün en görkemli odasına sahip olmakla birlikte yaldızlı kapılarıyla ünlüdür. Capitole’de bulunan bu salon ve diğer tarihi odalar her ayın ilk Pazar günü halka açılır. Capitole’ün arka bölümünde ise 16. yüzyılın savunma kulesi olan Tiyatro Du Capitole bulunur. Eğer Vieux Quartier’e (eski mahalle) inerseniz kentin tarihi dokusuna nüfuz edebilirsiniz. Ortaçağdan kalma dükkanlar ve kafeleri görüp kentin kalabalık yaya caddelerinde yürüyebilirsiniz.
Güzel Sanatlar Müzesi
Eskiden oldukça görkemli bir manastır olan bina çok çeşitli bir tablo ve heykel koleksiyonu sergiler. Resim koleksiyonu ise ortaçağdan 1900’lere kadar olan bir zaman dilimine ait eserlerdir. Heykel koleksiyonu erken Hristiyan lahitleri ile ortaçağ dini sanat anlayışını yansıtır. 16. yüzyıl eserlerinde Peugin, Rubens ve Tournier’in çalışmaları sergilenirken 17. ve 19. yüzyıla kadar olan eserleri ise Delecroix, Ingres ve Laurens ‘in tabloları oluşturur. Ferah merdivenleri, aydınlık odalar gibi mimari özelliklere sahip müzeyi keşfederken geniş sanat koleksiyonunu da gözden kaçırmamak dikkat etmeniz gereken en önemli husustur.
Saint-Raymond Arkeoloji Müzesi
Saint-Sernin’in tam karşısında olup zengin arkeolojik ve antik koleksiyona sahiptir. Yapı tarihi anıt olan bir ortaçağ üniversitesinde bulunmaktadır. Müzenin koleksiyonunu tarih öncesi dönemin arkeolojik kalıntılarını ve Roma döneminden kalma antikalar oluşturur. Aynı zamanda müzede bulunan antik eserler, Roma tabloları ve Roma heykelleri koleksiyonuna da sahiptir. Bu olağanüstü galeri Lauvre antikalarıyla paralellik göstermesi yönünden önemlidir.
Koleksiyonları gördükten sonra antikalar bahçesinde biraz dinlenmek için zaman ayırmanızda fayda var. Defne, zeytin ve servi ağaçları ile asmalar arasında klasik Roma manzarası uyandıran tarihi atmosferi içinize çekip tarihte yolculuk yapacaksınız. Ayrıca bahçede soğuk yöresel içeceklerin, kahvenin ve atıştırmalıkların tadını çıkarabilir bu huzurlu atmosferi sonuna kadar yaşayabilirsiniz.
Saint-Etienne Katedrali
Mimari sitillerin bir karışımı olan Saint-Etienne katedrali 400 yil boyunca bütün yapı özellikleriyle farkını ortaya koymuştur. Yapı 12. yüzyılda inşa edildiğinde 19 metre genişliğindeki nefi Avrupa’daki türlerinin en geniş tonozlu yapısıydı. Yapının güney geniş nefi ise Raymondine olarak adlandırılmıştır. Daha sonra Katedral kuzey Avrupa’nın büyük katedrallerine rakip olarak Kuzey Gotik tarzda dönüştürülmüştür.
Yapı dikkat çekici bu kütlesel kulesinin yanı sıra birçok süs elemanı da sahip. Özellikle 14 ve 17. yüzyıldan kalma vitray pencerelerden olan gül penceresi eterik ışıkların kutsal alana sızmasını sağlayarak mekana ayrı bir ruhaniyet kazandırır. Katedralin balkonunda asılı duran müzik aleti ise mekanı müzikal açıdan da değerli kılar. Bu müzik aleti Romantik tarzın bir sembolü olarak Toulouse les Orgues festivalinde kullanılmaktadır. Ayrıca yapıda 17 şapel ve 16-18. yüzyıldan kalma antika halılar da keşfetmeniz için sizi bekliyor.
Les Abattoirs Modern Sanatlar Müzesi
Toulouse adeta her türlü sanatın temsilciğini yapabilmek için birçok müzeye sahiptir. Müze modern ve çağdaş sanatın temsilini üstlenmiş bir vizyona sahiptir. 2300’den fazla esere ev sahipliği yapan müzede fotoğraflar, çizimler, tabloların yanı sıra bir heykel koleksiyonu da vardır. Müze 1950 sonrası oluşturulan sanat eserlerine yoğunlaşmaktadır. Daimi koleksiyonu 700’den fazla sanatçının eserinden meydana getirilmiştir. Müzenin ünlü eserleri arasında; Jean Dubuffet ve Marcel Duchamp gibi ünlü çağdaş sanatçıların resimlerinin yanı sıra Robert Mapplethorpe’un fotoğrafları da yer almaktadır.
Musee Paul-Dupuy Dekoratif Sanatlar ve Grafik Sanatları Müzesi
Hotel Besson’da güzel restore edilmiş tarihi bir konak içerisinde yer alan müze büyüleyici bir ortama sahip. Müzenin koleksiyonunu Ortaçağdan 20. yüzyıla kadar ki sürede oluşturulan dekoratif sanatlar ve grafik sanatları eserleri oluşturmaktadır. Müzede antik emaye eserlerle birlikte, tekstil ürünleri, bölgesel seramik unsurlar ve ahşap heykeller de var. Saatlerden oluşan koleksiyon, ahşap dolaplar ve antik tıp kavanozları da müzenin dikkat çekici yanlarından bazılarını oluşturuyor. 17. yüzyıl Cizvit kimyagerlerinin kullandığı ecza dükkanı müzede mutlaka görülmesi gereken başlıca alanlardan. Ayrıca müze yılda iki kez geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Carmelite Manastırı
Carmelite manastırı için inşa edilen bu harika yapı 17. yüzyılda tamamlandı. Manastır Fransız Devrimi döneminde tahrip olmasına rağmen şapel ayakta kalmayı başarmıştır. Jean-Pierre’in muhteşem duvar resimleri ve Baptiste Despax’ın zarif tabloları iyi korunmuş. Özellikle yapıda yer alan Jean -Pierre’in tavan tablolarında yer alan melek çizimleri gerçekten hayranlık vericidir. Bu sanatkarların ilhamından ve zevk anlayışından payınıza düşen hisse bu tarihi doku içerisinde sizleri bekliyor.
Midi Kanalı
240 kilometrekarelik kanal 1667’de tasarlandı. Ardından Atlantik Okyanusu ile Akdeniz arasında kestirme bir yol olarak inşa edildi. Bu yapı çalışması 12.000 işçi ile tam on yıl sürdü. Kanal Toulouse şehrinden başlayarak Marsilya yakınlarındaki Sete adlı Akdeniz limanına kadar ulaşmaktadır. Toulouse’daki Canal du Midi’nin müdavimlerini bugün bisikletliler ve yayalar oluşturmakta. Bu doğa ile iç içe inşa edilmiş kanal çevresinde gölgeli yollar boyunca dolaşarak rahatlatıcı bir atmosferin tadını çıkarabilirsiniz.
Yorum Yok