Parthenon’dan Panathenaic Stadyumu’na kadar, Yunan başşehrinde ziyaretçiler için süper tarihi yerlerin sorunu yok. Her Yıl milyonlarca turist, yalnızca Mikonos ve Santorini üzere tanınan adalara giderken kentten geçer.
Şehrin doruğunda yer Meydan dünyaca Ünlü kale Akropolis, bir vakitler Atinalılar için pazar ve anne buluşma yeri olan antik Agora üzere en tanınan kaleler ortasındadır.
Akropolis’in gölgesindeki Plaka mahallesinin dar sokaklarında turistler, iki bin Yıl yahut daha eskiye dayanan anıtların önünde selfie çekmek için mola veriyor.
Kentin Osmanlı periyodundan kalma daha geç tarihi yerlerine gelince, birçoğu nihayet yıllara kadar ihmal edilmiş ve görmezden gelinmiştir. fakat bu durum değişiyor.
Atina, 1458’den Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 1821’e kadar Osmanlı idaresi altındaydı (1678-88’de kısa bir müddet Venedik egemenliği var). 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlılar ile Yunanlılar ortasında uzun ve çoklukla şiddetli süren uğraş, Osmanlı mimarisinin ve sembollerinin yaygın bir halde yok edilmesiyle sonuçlanan Sıkıntı bir miras bıraktı.
Ülkenin Müslüman azınlığının – Türkler, Pomaklar ve Romanlar- yaşadığı kuzeybatı Yunanistan’ın birtakım bölgelerinde mescitler ve diğer İslami ve Osmanlı periyodu yapıtları yaygın. Lakin Yunanistan’ın birçok yerinde Osmanlı devrine ilişkin semboller yok edilmiş yahut değiştirilmiş.
Akademisyen ve Osmanlı-Yunan tarihi uzmanı Dimitris Loupis, Osmanlı sit alanlarının 1990’lardan bu yana giderek daha Çok restore edildiğini söylüyor;
Loupis, Middle East Eye’a “Yunanistan’ın bağımsızlığını izleyen yıllarda kazandığı ülkenin şimal bölümlerinde hatırı sayılır sayıda Osmanlı kutsal ve sivil eser ayakta kaldı” dedi.
Ülke çapında onarım projelerinde misyon Meydan Loupis, “Maalesef bugün bile tarihi yerler Özel mülkiyette lakin bunlar yavaş yavaş devlet tarafından satın alınacak. şimal Yunanistan’da restore edilmesi gereken [çok] sayıda Osmanlı binası var.” dedi.
Yine de gezginler, Yunan başşehri Atina’da, İslam dünyası ve Osmanlı İmparatorluğu ile tarihi münasebete tanıklık eden kalıntılar üzere, göz önünde korunan bu Cin birkaç nokta bulabilirler.
Balkan tarihi konusunda uzmanlaşmış ve Atina’da ayakta kalan tarihi Osmanlı yapıtlarını ziyarete yönelik çeşitler düzenleyen tarihçi Nicolas Nicolaidis, günümüzde hiçbir yerin asıl gayesine hizmet etmediğini söylüyor.
Middle East Eye’a konuşan Nicolaidis, “Hepsi direkt İslam’la irtibatlı değil, çoğunlukla Osmanlı varlığıyla ilgili. Fakat birçok site artık yok.” dedi.
Nicolaidis, “Kasıtlı olarak yıkıldılar, Özellikle 19. yüzyılda miras olarak kabul edilmiyorlardı. Korunanlar pratik çıkarlar nedeniyle korundu.” diyor
Geçen yıl, Yunanistan Ulusal Turizm Örgütü (GNTO), Orta şark ve şimal Afrika’dan daha Çok ziyaretçiyi ülkeyi ziyaret etmeye teşvik etmek için çevrimiçi seyahat pazarı Wego ile işbirliği yaptı.
Wego’nun bilgilerine nazaran Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, vatandaşlarının Yunanistan’ı ziyarette en Fazla ilgilenen Orta şark ülkeleri.
Atina’nın Osmanlı geçmişiyle ilgili beş tanınan site var.
Tzistarakis Camii
1759 yılında inşa edilen Tzistarakis Camii, ismini Osmanlı valisi Mustafa Ağa Tzistarakis yahut Mustafa Ağa’dan almıştır. Cami hala turistlerin uğrak yeri olan Monastiraki Meydanı’nda duruyor.
Hikayeye nazaran Tzistarakis, caminin üretiminde eski bir Yunan tapınağının sütununu kullandı ve bu teşebbüsle, tapınakları ve anıtları halkın kullanımına sunmak için Sultan’ın men buyruğu ihlal edildi.
1821’de Yunanistan’ın bağımsızlığından sonra cami, askeri kışla ve Mahpushane üzere gayelerle kullanıldı
Sultan, Lokal Kamu ortasındaki öfkeyi bastırmak için daha sonra suikasta kurban gidecek olan Tzistarakis’i sürgüne gönderdi.
Cami, Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılma savaşı başlayana kadar bir ibadethane olarak kaldı. 1821’de Yunanistan’ın bağımsızlığından sonra cami, diğer maksatların yanı Dizi askeri kışla, depo ve Mahpushane olarak kullanıldı. Caminin minaresinin 1839-1843 yılları ortasında yıkıldığı iddia ediliyor.
20. yüzyılın başlarında ise cami bir müze haline geldi. 1966 yılında kısa bir mühlet için yapı, Kral Suud’un iktidardan uzaklaştırılmasının akabinde Yunanistan’a sürgünü sırasında ibadet yeri olarak asıl maksadına Geri döndü.
Bugün Tzistarakis Camii, Monastiraki metro istasyonunun karşısında yer alıyor ve turistler için tanınan bir çekim merkezidir.
Eski Medrese Kapısı
1721’de inşa edilen Osmanlı periyodundan kalma medrese yahut İslami okul, kentin Müslüman cemaatinin Kıymetli şahsiyetlerinin toplanma yeriydi. Okulun geniş bir avlusu ve yerleşim alanları vardı.
1821’de Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılma savaşı sırasında medresenin Aka bir kısmı hasar gördü ve yıkıldı.
Şehrin Müslüman toplumu içindeki Değerli şahıslar bir vakitler Eski Medrese Kapısı’nda toplanırdı
Daha sonra Bina yine inşa edilerek bir Devre hapishaneye dönüştürülmüş ve vefat cezasına çarptırılanlar avlusundaki bir ağaca asılmıştır.
Hapishane daha sonra kapatıldı ve medrese alanının altından Roma kalıntıları çıkarıldığında daha Çok hasar meydana geldi.
Günümüze Eski Medrese Kapısı olarak bilinen giriş kapısı ayakta kalmıştır. Girişten geriye kalanlar ortasında taş bir kemer ve çok büyümüş çalılar ve ağaçlarla çevrili ahşap bir kapı bulunmaktadır.
Fethiye Camii
Atina’nın antik Agorası’nda yer Meydan ve Tzistarakis Camii’ne kısa bir yürüyüş uzaklığında bulunan Fethiye Camii yahut 2017’den beri ziyarete Aleni olan “Fetih Camii”.
Bir Hıristiyan bazilikasının kalıntıları üzerine inşa edilen eski kilise, Atina’da Osmanlı egemenliği başladıktan kısa bir müddet sonra mescide dönüştürüldü. Venedikliler, 17. yüzyılın sonlarında Atina’yı ellerinde tuttukları sırada camiyi kısa müddette kiliseye çevirdiler.
Fethiye Camii 2017’den beri turistlere açık
Bina, Yunanistan’ın bağımsızlığından sonra okul, kışla, Mahpushane ve askeri fırın olarak kullanılırken Daimi Gaye değiştirildi.
20. yüzyılın başlarından itibaren yapı, Agora ve Akropolis kazılarında bulunan eserler için bir depo haline geldi.
2010 yılında, Yunan hükümeti siteyi restore etmeye karar verdi ve 2013’te Yunanistan Merkez Arkeoloji Kurulu, Değerli yapısal yenilemeleri içeren onarımını imzaladı. Yapı, 2017’den beri halka Aleni kalmıştır.
Rüzgarlar Hamamı
Antik Agora’nın yanında yer Meydan Rüzgârlar Hamamı, Osmanlı periyodunda hamam olarak inşa edilmiş ve kentin ayakta kalan Biricik tarihi hamamıdır. Kesin üretim tarihi bilinmemektedir.
Bir vakitler Abid Efendi Hamamı olarak bilinen yapı, klâsik bir hamam olarak işletilmiş ve kadın-erkek değişimli olarak kullanılmış.
Tarihi hamam artık stantlar için kullanılıyor
Var olduğu müddet boyunca binanın yapısı birkaç Sefer değiştirilmiş, lakin Yunan hükümetine nazaran 1965 yılına kadar hamam olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Daha sonra restore edilen yapının nezareti Çağdaş Yunan Kültürü Müzesi’ne verilirken, 1998 yılından beri stantlar ve kültürel etkinlikler için kullanılmaktadır.
Venizelos Konağı
1500’lerin başında inşa edilen Venizelos Konağı, çoklukla Atina’nın ayakta kalan en eski konutu olarak tanımlanır. İki katlı konut, 19. yüzyılda tamir görmüş ve bugün müze olarak hizmet veriyor.
Yüksek duvarlarla çevrili konakta, Yunanistan’ın Osmanlı devrinde inşa edilen meskenlerde görülen öteki özelliklerin yanı Dizi Ufak bir avlusu, kuyusu ve çeşmesi vardır. Konak, Monastiraki Meydanı’ndan Fazla Irak olmayan Adrianou Caddesi üzerinde yer almaktadır.
Venizelos Konağı, Atina’daki Osmanlı hayatına bir nazar sunuyor
Tarihçi Nicolaides, bu durumu “Din ne olursa olsun [Osmanlı döneminde] bu mesken tipolojisi yaygındı” diye açıklıyor.
Aslen Soylu Angelos Venizelos tarafından yaptırılan mesken, 16. yüzyılda bir Yunan Ortodoks sevgilisi ve şehit olan kızı Philothei’nin ikametgahıydı.
1972’de Yunanistan Kültür Bakanlığı sponsorluğunu devraldığı konut 1999’da Atina kutsal Başpiskoposluğuna verildi.
2017’den beri restore edilerek halka Aleni hale getirilen mesken, artık Özel bir müze ve Osmanlı devri Atina’sının mesken hayatına açılan bir pencere olarak hizmet veriyor.
Kaynak: MEE
Bu yazma Timeturk.com’dan alınmıştır.
Yorum Yok