Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye’nin talebinin akabinde yabancı lisanlarda “Turkey” olarak kullanılan ülke ismini “Türkiye” olarak değiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan genelgede, ihraç eserlerinde “Made in Turkey” yerine “Made in Türkiye” sözünün kullanılmaya başlanacağı kaydedilmişti.
İsim değişikliği Yunan basınında da gündem oldu. Yunan basınında yayımlanan haberlerde, “Türkiye, yeni jeopolitik durumda Fazla Değerli bir role sahip olmaya çalışıyor. isim değişikliğinin milletlerarası pozisyonunu etkileyip etkilemeyeceği Aleni bir sorudur.” denildi
İsim değişikliği ile ilgili Yunan haber sitesi ‘in-gr’ dikkat çeken bir makale yayımladı. “İsim değişikliğinin nedenleri ve Ulusal Menfaat ne düşünüyor” başlıklı yayımlanan makaleden birtakım kısımlar şöyle:
Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı, Erdoğan’ın ülkesinin İngilizce isminin (Turkey) değiştirilip buraya ‘Türkiye’ denilmesi talebini kabul ettiğini resmen duyurdu.
Türkiye birebir vakitte İngilizce’de Turkey’dir, bu da pek Fazla söz oyununa yol açmaktaydı ve 2021’in sonunda Türkiye, ihraç ettiği eserlerinde “Made in Türkiye” markasını kullanmaya başladı.
Atina’daki Avrupa ve Amerika Çalışmaları Araştırma Enstitüsü’nden Robert Ellis’e nazaran ‘Turkey’den ‘Türkiye’ye geçiş yalnızca Türkiye için değildi.
Ellis’in, The National Interest mecmuasındaki “2023’te Türkiye: İsimde Ne Var?” başlıklı makalesinde işaret ettiği üzere, bu Erdoğan’ın komşusunun siyasi seçkininin Türkiye’nin rolünü nasıl tasavvur ettiğiyle ilgili bir buyruğudur.
Türkiye ve “Batı’nın arabasından inme
Ellis, İsim değişikliğinin ülkenin milletlerarası duruşunu yahut imajını etkileyip etkilemeyeceğinin Aleni bir soru olduğunu belirterek, her halükârda bu gelişmenin Türkiye’nin yeni kimliğinin, Erdoğan idaresindeki “yeni Türkiye”nin Batı’nın arabasından inmesinin bir tasdiki olduğuna dikkat çekiyor.
Ellis, 2012 üzere erken bir tarihte Erdoğan’ın danışmanı ve sözcüsü İbrahim Kalın’ın batı merkezli siyasi ve ekonomik tertibi reddettiğini ve Türkiye’nin yeni jeopolitik durumda Fazla Kıymetli bir pozisyona yükseldiğini de tez ettiğini hatırlıyor.
Ve arka planda Putin
Köşe muharririne nazaran bunlar, “uluslararası nizamın neoliberal Amerikan modeli doktrininin krizinden” ve yeni merkezlerle Fazla kutuplu bir dünya tertibinin inşasından bahseden Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’inkine benzeyen pozisyonlardır.
Hudson Enstitüsü Üyesi Mike Doran ise, Kudüs Strateji ve Emniyet Enstitüsü’ndeki yakın tarihli bir web seminerinde ise Çin, Rusya ve İran’ın Amerikan tertibini global olarak baltalamak için işbirliği yaptığını dikkat çekti.
Hudson, “Gerçek, Biden idaresinin kapısını çalıyor ve artık onunla yüzleşmek zorunda kalacak. Birebir durum Cumhuriyetçi Parti için de geçerli” diye vurguluyor.
Türk arayışları
Aynı bağlamda, köşe müellifine nazaran, Ukrayna’daki savaşla ilgili pozisyonundan yararlanmaya çalışan Çin, Rusya ve İran üzere ülkelerle flört eden Türkiye’nin hali da yer alıyor.
Yakın gelecekte seçimlerle karşı karşıya kalan Erdoğan’ın bir dayanağa gereksinimi olduğunu belirten Mike Doran, kelamlarını şöyle sonlandırıyor: “Ankara’nın Atina’ya bir roket saldırısı ve Amerika’nın Kürt müttefiklerini maksat almak için Suriye’de planlı bir Hudut operasyonu düzenleme tehdidiyle Ulusal Emniyet kartını çoktan oynadı. Washington ise, Türkiye’ye her türlü yüreği sunma cazibesine direnmeli..”
İsim değişikliği Yunan basınında!
“Turkey neden Türkiye oldu?”
Türkiye’nin İngilizce’de “Turkey” olarak karşılık bulan ismi 2022 itibariyle “Türkiye” olarak değiştirmesi Yunan basınında da geniş yankı buldu. isim değişikliği hakkında yorum yapan Yunan gazeteleri, “Türkiye, yeni jeopolitik durumda Fazla Kıymetli bir role sahip olmaya çalışıyor” sözlerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye’nin talebinin akabinde yabancı lisanlarda “Turkey” olarak kullanılan ülke ismini “Türkiye” olarak değiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan genelgede, ihraç eserlerinde “Made in Turkey” yerine “Made in Türkiye” tabirinin kullanılmaya başlanacağı kaydedilmişti.
İsim değişikliği Yunan basınında da gündem oldu. Yunan basınında yayımlanan haberlerde,
“Türkiye, yeni jeopolitik durumda Fazla Kıymetli bir role sahip olmaya çalışıyor. isim değişikliğinin memleketler arası pozisyonunu etkileyip etkilemeyeceği Aleni bir sorudur.” denildi
İsim değişikliği ile ilgili Yunan haber sitesi ‘in-gr.’de, “İsim değişikliğinin nedenleri ve Ulusal Menfaat ne düşünüyor” başlıklı yayımlanan makaleden birtakım kısımlar şöyle:
Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı , Erdoğan’ın ülkesinin İngilizce isminin (Turkey) değiştirilip buraya ‘Türkiye’ denilmesi talebini kabul ettiğini resmen duyurdu.
Türkiye birebir vakitte İngilizce’de Turkey’dir, bu da pek Fazla söz oyununa yol açmaktaydı ve 2021’in sonunda Türkiye , ihraç ettiği eserlerinde “Made in Türkiye” markasını kullanmaya başladı.
Atina’daki Avrupa ve Amerika Çalışmaları Araştırma Enstitüsü’nden Robert Ellis’e nazaran ‘Turkey’den ‘Türkiye’ye geçiş yalnızca Türkiye için değildi.
The National Interest mecmuasındaki “2023’te Türkiye: İsimde Ne Var?” başlıklı makalesinde işaret ettiği üzere , bu Erdoğan’ın komşusunun siyasi seçkininin Türkiye’nin rolünü nasıl tasavvur ettiğiyle ilgili bir buyruğudur.
Türkiye ve “Batı’nın arabasından kopma”
Ellis, İsim değişikliğinin ülkenin memleketler arası duruşunu yahut imajını etkileyip etkilemeyeceğinin Aleni bir soru olduğunu belirterek, her halükârda bu gelişmenin Türkiye’nin yeni kimliğinin, Erdoğan idaresindeki “yeni Türkiye”nin Batı’nın arabasından inmesinin bir tasdiki olduğuna dikkat çekiyor.
Ellis, 2012 üzere erken bir tarihte Erdoğan’ın danışmanı ve sözcüsü İbrahim Kalın’ın batı merkezli siyasi ve ekonomik nizamı reddettiğini ve Türkiye’nin yeni jeopolitik durumda Fazla Değerli bir pozisyona yükseldiğini argüman ettiğini hatırlıyor.
Ve arka planda Putin
Köşe muharririne nazaran bunlar, “uluslararası sistemin neoliberal Amerikan modeli doktrininin krizinden” ve yeni merkezlerle Fazla kutuplu bir dünya tertibinin inşasından bahseden Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’inkine benzeyen pozisyonlardır.
Buna karşılık Çin Devlet Lideri Xi Jinping, jeostratejik görünümdeki değişime ve kendi pahaları ile kuralları olan “Çin merkezli” sistemin yükselişine değindi.
Hudson Enstitüsü Üyesi Mike Doran, Kudüs Strateji ve Emniyet Enstitüsü’ndeki yakın tarihli bir web seminerinde ise Çin, Rusya ve İran’ın Amerikan sistemini global olarak baltalamak için işbirliği yaptığını gözlemledi.
Hudson, “Gerçek, Biden idaresinin kapısını çalıyor ve artık onunla yüzleşmek zorunda kalacak” diye vurguluyor ve tıpkı durum Cumhuriyetçi Parti için de geçerli.
Türk arayışları
Aynı bağlamda, köşe muharririne nazaran, Ukrayna’daki savaşla ilgili pozisyonundan yararlanmaya çalışan Çin, Rusya ve İran üzere ülkelerle flört eden Türkiye’nin hali da yer alıyor.
Yakın gelecekte seçimlerle karşı karşıya kalan Erdoğan’ın bir dayanağa gereksinimi olduğunu belirten Mike Doran, makalesini şöyle sonlandırıyor: “Ankara’nın Atina’ya bir roket saldırısı ve Amerika’nın Kürt müttefiklerini gaye almak için Suriye’de planlı bir Hudut operasyonu tehdidiyle Ulusal Emniyet kartını çoktan oynadı. Washington ise, Türkiye’ye her türlü hamaseti sunma cazibesine direnmeli..”
Yorum Yok