Miami Gezilecek Yerler
Florida Yarımadası’nın güneydoğu bölgesinde uzanan Miami keyifli kış iklimi sayesinde turistler ve özellikle ülkenin kuzey bölgelerinde yaşayan insanlar için popüler bir tatil beldesi olarak bilinmektedir. Miami Sahili’nin Art Deco mimarisinin yanı sıra kumsalları da ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Kentin dışında ise benzersiz ekosistemi ve vahşi yaşamı ile ün salmış olan Everglades Milli Parkı yer alır. Şehir ayrıca oldukça hareketli bir gece hayatını da barındırır. Yat şovları, araba yarışları ve golf turnuvaları gibi birçok aktiviteye de ev sahipliği yapan şehir dünyanın en yoğun limanına sahiptir.
Miami Beach
Miami Beach aslında Miami’den ayrı bir şehirdir ve anakaraya bir dizi köprüyle bağlı olan adada yer almaktadır. Şehir popüler plajları ve pastel yapıların bulunduğu Art Deco Bölgesiyle ün salmıştır. Pahalı bir turizm bölgesi olan bu alanda çok sayıda sahil restoranı, mağaza, otel ve bol miktarda güneşlenme fırsatı bulunur. Bölgedeki en revaçta olan cadde ise okyanus kıyısında yer alan ve birçok Art Deco binasına ev sahipliği yapan Ocean Drive yoludur. Bir blok içeride Ocean Driva’a paralel bir konumda olan Collins Bulvarı aslında devlet karayoludur ve Miami Sahili’ndeki ana okyanus caddesi olarak bilinmektedir. Çok sayıda mahalleye katılan bu alanda ziyaretçiler popüler ve seçkin restoranları, alışveriş merkezlerini ve otelleri bulacaklardır.
Art Deco Bölgesi
Miami Beach’deki Art Deco Bölgesi muhteşem şekilde restore edilmiş 1930’lardan kalma Art Deco binaları ile Florida’nın geçmişine ait anılarını gözler önüne sermektedir. Bu pastel renkli tarihi yapılar açık hava yemek alanlarını kaplayan neon tabelaları ve tenteleri sergiler. Birçoğunun cephesi Ocean Drive’ı görmekte ve binalar sahil ve okyanusa nazır bir konumda yer almaktadır.
South Beach
Art Deco binaların rıhtıma paralel uzandığı Miami Beach’in güney ucunda yer alan South Beach sahilin en ünlü ve popüler bölgesidir. Gerek yaz gerekse kış mevsiminde plaj yerli halk ve turistler için popüler bir tercih olmaktadır.
Ocean Drive
Miami Beach’in okyanus kıyısında tarihi Art Deco binaların uzandığı ünlü kum şeridi South Beach’te yer alan Ocean Drive gece ve gündüz saatlerinde şehir turu yapmak için oldukça popüler ve ideal bir güzergahtır. 1920 ve 1930’lu yıllardan kalma pastel renkli Art Deco binalara özel ilgi duyanlar 1926 yılında Henry O. Nelson’un tasarladığı Beacon, 1936 yılında Henry Hohauser tarafından inşa edilen Koloni Hotel ve 1939 yılından kalma Cordazo, 1937’de Albert Anis tasarımı olarak inşa edilen Waldorf Towers binalarının yanı sıra 1939 yılında Anton Skislewicz’in tasarladığı Breakwater ve her daim yoğun olan 1936 yılında Roy F. France tarafından tasarlanan Cavalier binalarını bu bölgede ziyaret etmektedirler.
Bayside Pazaryeri
Bayside Pazaryeri açık hava stilinde tasarlanan, özel ürünlerin satıldığı 150’den fazla turistik mağazanın dışında sayısız kafe ve restoranlarıyla da günlük hayata keyif katan geniş bir alışveriş merkezidir. Burada tanınmış mağaza zincirlerinin yanı sıra özgün ve türünün tek örneği olan birçok dükkan da yer almakta ve pazar halkın olduğu kadar turistlerin de ilgisini çeken bir merkez olarak bilinmektedir. Adından da anlaşılacağı üzere alışveriş merkezi Miami’nin kıyısında liman ve botlara nazır bir konumda yer alır ve çoğu insan buraya sadece havayı teneffüs etmek için gelir. Ayrıca burası Biscayne Körfezi’nin çevresinde yer alan turistik noktaları ziyaret amaçlı düzenlenen tekne turlarının da başlangıç noktasıdır. Alışveriş merkezinin bulunduğu bu kıyıdan Miami Beach’e ve şehir merkezinde bulunan otellere su taksisi hizmeti de sunulmaktadır.
Bayfront Park
Biscayne Bulvarının doğu yakasında yer alan Bayfront Park 1980’li yıllarda yeniden tasarlanmıştır. Elektronik olarak kontrol edilen Pepper Fıskiyesi özellikle dikkat çeken noktalar arasındadır. Diğer ilgi çekici noktalar arasında ise çeşitli müzik performanslarına ev sahipliği yapan bir amfi tiyatro, lazer aydınlatmalarının yapıldığı bir kule ve Miami’nin Orta ve Güney Amerika ülkeleri ile olan ilişkilerini simgeleyen Dostluk Meşalesi, İkinci Dünya Savaşı Anıtı, 1986 yılında patlayan Challenger uzay aracının mürettebatını anmak için tasarlanan Challenger Anıtı olmak üzer üç önemli anıt yer alır.
Vizcaya Müzesi ve Bahçeleri
Vizcaya Müzesi ve Bahçeleri Miami’nin en büyük ve önemli hazinelerinden biri olarak sayılmaktadır. Mimarisi, zemini ve içerdiği sanat eserleriyle turistlerin her daim ilgisini çeken ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir mekandır. 20. Yüzyılın başlarında sanayici James Deering’in kış evi olarak kullanılan mülk 1916 yılında inşa edilmiştir ve merkezi bir avlu etrafında tasarlanan 34 odadan meydana gelmektedir. Bu 28 dönümlük arazi ve İtalyan Rönesans tarzında inşa edilen villa Avrupa’dan getirtilen mobilyalar ve 15 ila 19. Yüzyıla ait dekoratif sanat eserleriyle doludur. Vizcaya projesini tamamlamak adına, tasarımda özgünlüğün sağlanması için birçoğu Avrupa’dan gelen 1100’den fazla işçi ve zanaatkar çalışmıştır. Bahçelerde ise İtalyan ve Fransız tarzında tasarlanan çeşmeler, havuzlar ve heykeller bulunur. Biscayne Körfezine açılan merdivenlerin tabanında yer alan bir dalgakıran kadın figürleriyle oyulmuştur ve ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Konak 1987 yılında gerçekleşen Papa II. John Paul ve eski başkan Reagan’ın buluşmasının yanı sıra 1991 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in Amerika turu sırasında gerçekleştirdiği ziyaretin de dahil olduğu bir çok önemli tarihi olaya ve dünya liderine ev sahipliği yapmıştır.
Küçük Havana ve Calle Ocho
Miami’nin Küba bölgesi olarak bilinen Küçük Havana zengin turistik merkezlerinden ziyade kendine özgü kültürel yapısıyla dikkat çekmektedir. Latin müziği, özgün mutfakların yer aldığı restoranlar ve yiyecek dükkanları özellikle turistler için bu bölgeyi cazip kılmaktadır. Calle Ocho bölgenin ana geçiş yolu olmakta ve faaliyet alanın büyük bir kısmına ev sahipliği yapmaktadır. Bu alan ziyaretçilere yoğun bir eğlence fırsatının yanı sıra sosyalleşmek adına bir araya gelinebilecek birçok açık hava mekanı da sağlar. Duvarlarda ise önemli Küba figürleri resmedilmiştir ve günlük hayattan sahneler tasvir edilmiştir. Bölge Miami’de Küba mutfağını keşfetmek isteyenler için tek ideal nokta olmakta ve ziyaretçilerine yerel tatları keşfetme olanağı tanımaktadır.
Amerikan Havayolları Arena
Amerikan Havayolları Arena NBA Miami Heat takımının evi olarak bilinmektedir ve önemli sanatçıların sahne aldığı büyük konser organizasyonlarının yanı sıra bir çok özel etkinliğin düzenlendiği ana mekandır. 19 binden fazla izleyici kapasitesine sahip olan arena 1999 yılında açılmış olup, enerji tasarruflu bir bina olmasından dolayı Leed Green Building Sertifikası’nı da elinde bulundurmaktadır. Kentin modern ve gelişmekte olan bir bölgesinde yer alan yapı rıhtımda oldukça göze çarpmakta ve ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır.
Miami Hayvanat Bahçesi
Miami Hayvanat Bahçesi doğal yaşam alanlarına benzer kafessiz bir ortamda 2000’den fazla vahşi hayvana ev sahipliği yaparken, ziyaretçilerinde adeta safari gezisinde oldukları hissini uyandırmaktadır. Büyük açık hava sergilerinde nesli tükenmekte olan hayvanların yer aldığı yaban hayatı güvenli ama yakın bir aralıktan keşfetme fırsatı sunulur. Burası Amerika Birleşik Devletleri kıtasının subtropikal iklim kuşağında yer alan tek hayvanat bahçesi olarak bilinmektedir. Çok büyük bir hayvanat bahçesi olmasa da hayvanlarla sağlanabilen muazzam etkileşimden dolayı özellikle ailelerin sıklıkla tercih ettiği bir ziyaret noktasıdır. Ayrıca birçok ilginç aktivitenin düzenlendiği, özel olarak çocuklar için tasarlanmış bir hayvanat bahçesi de yer almaktadır. Barındırdığı hayvanların yanı sıra birçok tropik bitki ve geniş bir orkide koleksiyonuyla da Miami Hayvanat Bahçesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken turistik bir cazibe merkezi olmaktadır.
Jungle Island Hayvanat Bahçesi
Jungle Island bir kuş cennetinin yanı sıra gerçek bir yaban hayatı ortamı sağlamakta ve botanik bahçeleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Tropik bir orman ortamında barınan 1100’den fazla kuş türünün bazıları günlük gösterilerde de yer almaktadır. Bahçelerde ise helikonya bitkisi, muz ağaçları ve orkidelerin de dahil olduğu yaklaşık 2000 çeşit egzotik bitki bulunur. Tesis ayrıca kaplanlar, timsahlar, kaplumbağalar, maymunlar, orangutanlar ve flamingolar gibi çeşitli hayvan türlerine de ev sahipliği yapar. Parrot Jungle’da sergilenen diğer şovlarda ise gece yaratıklarının yanı sıra soyu tükenmekte olan beyaz timsahın yer aldığı sürüngenlerin karşılaşması sunumu ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır.
Deering Mülkü
Cutler mülkiyetinde yaklaşık 4400 dönümlük bir arazide yer alan Deering Estate otel olarak hizmet veren Richmond Kır Evi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Burada ayrıca 1896-1922 yıllarından kalma birçok tarihi bina ve 1500 yılına ait bir Kızılderili Mezarlığı bulunur. Emlak adını ev sahibi Charles Deering’den almaktadır. Üstatlara ait birçok sanat eserini biriktirerek kardeşi James ile birlikte hatırı sayılır bir sanat koleksiyoncusu olarak bilinmektedir. Arazide sanat ve sanatçı programlarının yürütüldüğü önemli bir kültür merkezi olarak hizmet veren Sanatçı Köyü de yer alır.
Miami Deniz Akvaryumu
Miami Deniz Akvaryumu uzun yıllar boyunca Florida’da özellikle ailelerin tercih ettiği popüler bir ziyaret noktası olmuştur. Akvaryumda katil balinaların, fokların ve diğer okyanus canlılarının yer aldığı günlük şovların yanı sıra gözlem havuzlarında timsahları, köpek balıklarını ve tropik balıkları görmek mümkün olmaktadır. Deniz Akvaryumu Florida’nın nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan denizayılarının kurtarılması ve rehabilitasyonunda aktif bir rol oynamakta ve bu nazik devlerden en azından birkaçına ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca günlük şovlarda boy gösteren yunuslardan bazıları 60’lı yıllarda oldukça popüler olan televizyon programı Flipper’ın orijinal yıldızlarının torunudur. Bunların dışında tesis yunusların fizyolojisi, davranışları ve doğal tarihi hakkında bilgi vermeyi amaçlayan “yunuslarla yüzme” programı da sunmaktadır.
Özgürlük Kulesi
Biscayne Bulvarı’nda en çarpıcı binalardan biri olarak kabul edilen olan Özgürlük Kulesi 1925 yılında inşa edilmiştir. ABD’nin güneydoğusundaki en eski gökdelenlerden biri olan kule uzun yıllar boyunca Miami Daily News gazetesinin genel merkezi olarak hizmet vermiştir. Bugün Küba göçüne bir saygı ifadesi olarak görülen yapı, adını 1960’lı yıllarda Kübalı mültecilerin göç işlemlerinin gerçekleştirildiği merkez bina olmasından almaktadır.
Miami Çocuk Müzesi
Miami Çocuk Müzesi ilk olarak 1983 yılında kurulmuş ve 2003 yılında son yerleşim yerine taşınmıştır. Eğitsel ve eğlenceli sergiler çocukların merakına ve yaratıcılığına hitap edecek şekilde tasarlanmıştır. Miami Çocuk Müzesi’nde gerçekleştirilen interaktif sergiler sanat, kültür, toplum ve iletişim konularında çok çeşitli temaların yer aldı galerileri içerir. Müze galerilerin yanı sıra 200 kişilik bir salonun, restoranın ve hediyelik eşya dükkanının da yer aldığı 56 bin metrekarelik bir tesiste ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır.
Miami Bilim Müzesi
Miami Bilim Müzesi fizik, biyoloji ve kimyanın da dahil olduğu çeşitli bilim alanlarını kapsayan çok sayıda interaktif sergiye ev sahipliği yapmaktadır. Yeni temalarla her daim güncellenen sergilerin yanı sıra müze ayrıca çocuklara yönelik yaz bilim kampıyla da ün salmıştır. Müze 1950 yılında kurulduğu günden itibaren sürekli bir gelişim içinde olmuştur. Dolayısıyla daha fazla alana ihtiyaç duyulması söz konusu olmuş ve sonuç olarak daha modern bir tesise taşınarak gereken değişiklikler başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Gold Coast Demiryolu Müzesi
1950’li yıllarda Miami Demiryolları Tarihi Topluluğu tarafından kurulan Gold Coast Demiryolları Müzesi 30’dan fazla antik demiryolu aracına ev sahipliği yapmaktadır. Roosevelt, Eisenhower, Truman ve Reagan tarafından kullanılan “Ferdinand Magellan” adındaki başkanlık vagonu burada yer alır. Ayrıca California Zephyr araçları olarak bilinen “Silver Crescent” ve “Silver Stag” vagonları da ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır. Bunların dışında müzede geniş kapsamlı bir model trencilik bölümü de yer alır. Burada çocukların oynamaları ve keyifli vakit geçirmeleri de amaçlanmakta ve ahşap tren setleri sergilenmektedir.
Yorum Yok