Trebinje Gezilecek Yerler
Trebinje VI. Konstantin’in 10. yüzyıldaki kayıtlarında adı Travunia olarak ilk kez belirtilmiştir. Trebinje yazıtına sahip en eski maddi delil kentin Polis adı verilen bölgesinde bulunan 12. yüzyılın ikinci yarısındaki idari görevli Grd’un mezar taşı üzerine oyulmuş şeklidir. Ortaçağda Trebinje’nin ilk kentsel ana çizgileri kurulmaya başlamış. Başlangıçta şehir o tarihte Bizans dönemindeki eyaletin bir parçasıydı. Daha sonra 14. yüzyıla kadar olan dönemde Nemanjici Krallığı’nın bir parçası olan Travunia devletinin merkezi bu şehir oldu. Ortaçağ’da Bizans imparatorluğunun güçlü etkisi altında olan Trebinje bölgesi uzun bağımsızlık döneminden sonra 15. yüzyılda yüzyıllar boyu süren Osmanlı hakimiyetine girdi. Bundan sonra 1918 yılına kadar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olarak devam etti. Bu yaşanan dönemler şehrin sokaklarına, duvarlarına ve ruhuna sinmiştir. Kültürlerin etkisi ile şehrin farklı bir havası ve atmosferi oluşmuş. Trebinje bölgesi Sırp Cumhuriyeti ve Bosna Hersek’in en güneyinde yer almaktadır. Trebinje 904 metrekarelik bir alana sahip bir şehirdir. Şehrin güneşli gün sayısı çoktur ve Akdeniz ikliminin etkileri çok hissedilir. Bu alanın içinde yaşayan insanların sıcak, samimi ve hoş bir görünüme sahip olmasında iklimin etkisi büyüktür. Uygun iklim özellikle tarımı çok iyi etkiler ve şehirde meyve ile sebzeler çok fazla yetiştirilir. Çok sayıda güneşli günle birlikte Trebinje şehrinin iklimi hafif nem ve bulutluluk da içerir. Özellikle kışlar yağmurlu yazlar ise sıcaktır. Şehirde ortalama yıllık sıcaklık yaklaşık 15,5 ° C civarında seyreder.
Trebişniça Nehri
Nehir doğu Bosna Hersek’in en önemli doğal kaynaklarından biridir. Trebişniça Nehri büyük miktarda kullanılmamış önemli bir potansiyele sahiptir. Trebinje’de şehrin güzelliğinin tam olarak sunulduğu yer bu nehirdir. Nehir hala yüksek akışından dolayı spor faaliyetleri için uygundur. Çok temiz ve berrak bir balık bolluğu da ona nehir dalış ve balık tutmak için çok uygundur. Yeraltı nehri derinlerde yaşayan ‘gaovica’ türü balık ve bazı endemik türlere ev sahipliği yapar. Trebişniça Nehri etrafında piknik yapmak ve yürümek çok keyiflidir. Nehir üzerinde bulunan olağanüstü güzelliğe sahip olanlar Perovic Köprüsü ile Ivo Andriç Köprüsü ve Taş Köprü’dür.
Herzegovina Müzesi
Müze 1952’de bir şair ve bir diplomat olan Jovan Ducic isimli kişinin fikri olarak ortaya çıktı. Müze tarafından yapılan ilk arkeolojik kazılar 1957 yılında Zavala’daki Aziz Petrus Kilisesi’nin bulunduğu yerde gerçekleştirildi. Vladimir Korac’ın Trebinje adlı ilk yayını 1966’da yayınlandı. 1975’te müzede Tribunija adlı bir dergi ile yayına başladı. Müze yaklaşık 1.500 metrekarelik kullanım alanına sahiptir ve bu alanın yaklaşık 800 metrekarelik kısmı bir sergi alanı olarak kullanılır. Değerli sanat sergileri bulunan Ducic koleksiyonunda yerli ve yabancı yazarlardan 14 resim, halı, mozaik, madalyalar, elçilik seti ve el yazmaları eserler yer alır. Sürekli etnolojik gösterim yapılan müzede 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın ilk yarısında Doğu Hersek’teki Sırpların kamusal yaşamı ve kültürüne de yer verilir. Taş devrinden Ortaçağa kadar değerli sergilere sahip kalıcı arkeolojik sergilemeler de bulunur. Burada bulunan sergiler ve miraslarla birlikte müzede yaklaşık 400 tablo, grafik, heykel ve diğer ürünler bulunmaktadır. Herzegovina Müzesi’nde zaman zaman sergiler, kitap promosyonları ve müzik konserleri de düzenlenir. Müzenin ayrıca önemli bir kütüphane fonu da vardır. Kütüphanede bilim, kültür ve sanatın çeşitli alanlarından profesyonel edebiyata kadar birçok eser yer alır.
Eski Şehir
Trebinje’nin eski kenti kurulmuş ve savaşlar bunun üzerinde etkili olmuş. Şehrin sağ kıyısında nehrin en derin kısmının üzerine inşa edilen Eski Kent efsaneler ile de anılmış. Eski şehrin kale olarak gelişiminde en önemli kişi Resulbegoviç ailesinin kurucusu Osman Paşa olmuş. 1714 yılında kalenin inşaatına başlandı ancak Venedik ile olan savaş kısa sürede kesildi. Kaleyi inşa etmesi için Dubrovnik’ten ustalar getirilmiş. Sonraki yıl şehre bağlantısı olan bir hendek yani kanal kazılmıştır. Osman Paşa’nın hükümdarlığı sırasında yıllara direnen Saat Kulesi ile birlikte Sultan Ahmed ve Osman Paşa Camileri de inşa edildi. Eski şehir kanalları ve surları ile birlikte son şeklini 18. yüzyılın ilk 40 yılında almıştır. Giriş kapısının önünde kanaldan geçen bir köprü vardır.
Platani Yaz Dinlenme Terası
Sıcak günler boyunca birçok ziyaretçinin yaz mevsiminde dinlendiği Platani, 120 yıldan daha eski olan ağaçların gölgesinde ferahlık hissedecekleri bir alanı temsil ediyor. Şehirde bulunan uzun ömürlü ağaçlar Trebinje’nin en tanınmış sembollerinden biri olmuş. Şehrin kalbinde bulunan ve geniş bir alan kaplayan bu 16 muhteşem ağacın doğal gölgesi altında serinlemek ve dinlenmek mümkündür. Bu alanda yazın sıcak günlerinde Trebinje’deki tüm kuşaklar için eşsiz ve sevilen bir buluşma yeriolarak Platani Terası göze çarpar. Şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini gördükten sonra dinlenip ferahlamak için buraya mutlaka uğrayın.
Brankovic Kulesi
Eski bir şehir olan Trebinje’nin Brankovic Kulesi konumu ve tarihi ile dikkat çeker. O zamanlar bu saat kulesi çok önemli bir yere sahipti. Köklü Brankoviç ailesinin 14. yüzyılın ilk yarısından 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar kuleden yönettiği son Sırp ortaçağ hanedanı olduğuna inanılıyor. Kule köklü Brankoviç ailesi ve yönetici Mladen tarafından yaptırılmıştır. Ailenin soyadı Mladen’in oğlu Branko’dan gelmiş ve kulenin adının kaynağı da buradan gelmiş.
Kurtarıcıların Anıtı
Bu anıt Birinci Dünya Savaşı sırasında 77 erkek ve 2 kadının asılmış olarak bulunduğu bir yerde inşa edilmiştir. Trebinje’nin kurtuluşunun 20. yıldönümü nedeni ile anıt 5 Ağustos 1938 tarihinde açılmıştır. Barış, özgürlük ve köle karşıtlığı gibi amaçlar ile kurulan anıt mutlaka görmeniz gereken eserler arasındadır. Savaş döneminin etkilerini de hissettiren anıt zamanla şehrin önemli sembollerinden biri haline gelmiş. Trebinje’nin kurtuluşu ve insanların özgürlüğüne kavuşması şehir için çok önemli bir olaydır
Perovic veya Arslanagic Köprüsü
Trebinje’de Osmanlı döneminden kalma en ünlü anıt olan bu köprü 16. yüzyılın Balkan mimarisinde çok önemli bir yere sahiptir. Sokullu Mehmet Paşa Venedik’teki savaşta öldürülen oğlu şerefine 1574 yılında köprüyü yaptırdı. Türkler 1687’de Herceg Novi’den uzaklaştıklarında birçok Türk ailesi bu kasabadan Trebinje’ye taşındı. Arslan-aga adında birisi de taşınanların arasındaydı. Trebinje’nin doğusuna Zupci, Necvijece ve Jasen verildi ve bu köprüden geçmek için insanlar ödemek zorunda olduğu bir ücretle karşılaştı. Bundan sonra bu köprüye Arslanagic (Arslan-aga) Köprüsü adı da verildi. 1965 yılında şehirde hidroelektrik santrali inşası yapımı ile köprü sular altında kaldı. Bununla birlikte 1966’da Kültürel Anıtları Koruma Enstitüsü köprünün yeni bir yere taşınmasını istedi.
Yorum Yok